4.Bölüm

12.9K 596 92
                                    

Gönlümün gördüğünü, gözümün gördüğüne değişmem..
                                        Cahit Zarifoğlu

Hayat ne kadar da tuhaftı. Belki de yaptıklarımın bedelini onu görememekle çekmiştim ama o çok mu değişmişti. Yoksa ben mi yanılıyordum. Bendeki fotoğrafta çok daha yumuşak yüzlü, gülen gözlerle bakan adam gitmiş, yerine kirli sakallı boş bakan bir adam gelmişti ve bir de çok daha yakışıklı olmuştu. Vücut geliştirmiş, uzun boyu daha da heybetlenmişti sanki. Ben mi onu çok yakışıklı görüyordum yoksa gerçekten öyle miydi bilmiyorum ama bu adam benim nefesimi kesip kalbimi hızlandıran tek adamdı.

Kapının önünde hıçkırmam yüzünden dönüp bana baktı ve göz göze geldik. Kalbim fütursuzca atmaya devam ederken onun bakışıyla tekrar tekledi. Ne oluyordu? Ben üniversite sınavına girerken bile bu kadar heyecanlanmamıştım.

Duygusuzca bakıp gözlerini çekti ve içeri geçmemiz için kenara çekildi. Babamla annem önden girerken hoşbulduk diyordu. Daha sonra ben girdim ve bir kez daha göz göze geldik. Şuan onu kendime çekip sımsıkı sarılmak istiyordum ama tabiki de öyle bir şey yapamazdım. Yapacaksam bile şimdi değildi. Özlemle yüzüne bakmaya devam ederken o beni es geçip içeri girdi. Allah'ım çok yakışıklı olmuştu.
Ve ben onu çok özlemiştim. Bugün güzel geçerse yani en azından benimle iki çift laf konuşursa yarın öğrencilerime çikolata alacaktım.

Adağımı da adadıktan sonra ceketimi çıkarıp astım.Ayakkabılarımı kenara koyup terlik giydim. Annemlerin içeriden sesi geliyordu. Salona girmemle herkesin gözü bana döndü.

Serap teyze ve Numan amca bana hoşgeldin kızım derken onlara hoşbuldum dedim. Sessizce köşeye geçip tekli koltuğa oturdum karşımdaki koltukta babam yanında da o oturuyordu. Bakmamaya çalışıyordum ama nafile. Gözüm sürekli ona kayıyordu. Onun gözleri ise annemdeydi. Annem onunla konuşurken ben de kulak verdim.

"Nasılsın oğlum? Gittin oralara gelemedin. Zor değil mi oracıklarda yaşamak?"

"İyiyim Güldane teyze. Alışıyorsun bir süre sonra orada yaşamaya. O yüzden çok da sıkıntı olmadı benim için."

"Her şeye alışılır da aile özlemi başkadır Gökalp. Ona da mı alıştın oğlum?"

Annemin sorusuyla Gökalp'in gözleri Serap tayzeye kaydı.

"Dönmemin tek sebebi de annem zaten Güldane teyzem. Yoksa hiç gelmezdim buralara. Hayatımı kurmuştum zaten." derken gözlerini babasına dikmişti.

Sanki 'Senin için gelmedim. Annem için geldim' der gibiydi bakışları. Numan amca da ona bakarken derin bir üzüntüyle bakıyordu.Pişman gibiydi.
Babam ortamın sessizliğini bölerek Gökalp'e
" Ee Gökalp, şimdi ne yapmayı düşünüyorsun? Geri gitmek yok değil mi aklında?" diye sordu.

"Yok gitmeyeceğim Mustafa amca. Oradaki işimden ayrıldım zaten. Bundan sonra buradayım."

İçime bir su serpildi sanki. Bütün korkularım uçup gitti.

"Oh, çok şükür!"

Evet bu şükür nidası benden çıkmıştı. Bir an herkesin gözü bana döndü ve ne oluyor der gibi baktılar. Özellikle Gökalp tek kaşını kaldırmış bir şeyler anlamak ister gibi bakıyordu.

"Öhöö. Yani.. Şey.. Yarın okulun olduğu geldi de aklıma. Öğrencilerimi özledim. İki gün tatil uzun geldi sanki.Çok şükür yarın görüşeceğiz canlarımla."

Babamla Numan amca tebessüm edip tekrar sohbetine dönerken annem gülmemek için kendisini zor tutuyordu.Serap teyze ise biraz tuhaf tuhaf baktı ama sonra o da döndü önüne. Resmen rezil olmuştum. Gökalp'e bakamıyordum bile. Ne düşünüyordu acaba?

NAMÜTENAHİ (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin