Dırırıım, ben geldim.
Başlamadan önce oy verelim canlarım..
Geçmiş değil bugün gibi
Yaşıyorum hala seni
Sen hep benim yanımdasınGündüzümde gecemdesin
Çalınmasın, söylenmesin
Sen benim şarkılarımsın...Gökalp otelin barında bilmem kaçıncı içkisini içerken kulaklarında Zeynep'in sözleri yankılanıyordu. Her bir yudumda sarhoş olmayı ve unutmayı diliyordu ancak herşey aklından çıksa da Zeynep'in dediği 'Gökalp'i sevmiyorum.' sözü sanki beynine mıh gibi kazınmıştı. Boş bardağı barmene uzattı. Bakışlarıyla doldurmasını işaret etti. Barın yüksek sesinden rahatsız olsa da şuan umrunda değildi. Önüne koyulan viskiden bir kaç yudum alıp bıraktı. O an omzunda hissettiği elle arkasına döndü hafifçe.
"Selam yakışıklı."
Omzunu geri çekti ve kadının ellerinden kurtardı. Cevap vermeyip tekrar içkisini yudumladı. Bardağı masaya koyacakken elinden alan kadına sert bir bakış attı. Ancak kadın onu umursamadan bardakta kalan bir kaç yudumu kafasına dikti.
Gökalp kadınla muhatap olmak istemediğinden sandalyenin arkasından ceketini alarak ayağa kalktı ve barmene parayı uzatıp oradan ayrıldı. Ama arkasından gelen ayakkabı sesi ile kadının peşinden geldiğini anlayınca arkasını döndü. Parmağındaki yüzüğü gösterdi ve göstererek konuştu.
"Evliyim ben!"
Kadın laubali bir hareketle Gökalp'e yaklaştı. "Benim için fark etmez."
Genç adam alayla sırıtıp kadının yüzüne iğrenircesine baktı.
"Onu görebiliyorum. Benim için fark eder. İşine bak!" diye çıkıştıktan sonra hızlı adımlarla bardan uzaklaştı. Dışarı çıkıp bir sigara yakarken soğuk havanın etkisini hissedemiyordu bile.
'Ne oluyor bana?' diye düşündü. Hiç böylesine dağılmamıştı. Babasıyla arası bozulduğunda bile bu kadar içtiğini hatırlamıyordu ya da bu kadar dert ettiğini.. Zeynep onu alt üst etmişti. Kalbine nasıl işlediğini bile anlamamıştı genç adam. Bir anda ona öylesine çekilmişti ki feleğini şaşırmıştı. Emily' le iki yıllık ilişkisi boyunca ona birşey vaat etmemişti. Hatta ilişkinin başlamasının asıl sebebi Emily'di. Onun ısrarlarından bıkmış ve sevgili olmuşlardı güya. Ancak genç adam onunla hiçbir zaman ciddi düşünmediğini belirtmişti. Türkiye'ye dönerken Emily ile arasında olan ilişkiyi bitirmişti. O ısrarla arkadaş kalalım deyince kabul etmişti. Mert'i düğüne çağırdığında Emily de gelmek istediğini söylemiş ve hiçbir sorun çıkarmayacağını, sadece arkadaş olarak yanında olmak istediğini belirtmişti. Ancak düğünden önce attığı mesajları görünce gelmemesini söylemişti.
Peki Zeynep... Zeynep bu kısa sürede nasıl kalbine işlemişti? Onun en azından kendisinden hoşlandığını zannetmişti. Zeynep'in hareketlerini buna yormuştu ancak yanılmıştı. Çünkü Zeynep 'Gökalp'i sevmiyorum.' diyerek hakikati belirtmişti. Ve ondan bir daha kendisine yaklaşmamasını da istemişti. Acıyla gülümsedi. Biten sigarasını söndürüp çöpe attı ve saatine baktı. Gecenin ikisiydi. Uyumuştur diye düşünüp odaya gitti. Karanlık olan odaya girince küçük, cılız ışığa gözlerinin alışması için bekledi. İçeri adımlayıp yatağa baktı. Zeynep yorganı ayaklarının dibine itmiş, mışıl mışıl uyuyordu ve üstünde dün gece giydiği pijamasının aksine el kadar kumaşı görünce sertçe yutkundu. Gözlerini başka yere çevirmeye çalışırken homurdanıyordu.
"Allah'ım sabır."
Bu kız neden dünkü giydiklerinin yerine bunu giydi diye düşündü. Allah aşkına gecelik o kadar kısaydı ki Zeynep'in bacakları olduğu gibi meydandaydı. İnce askısı boynunu ve omuzlarını ortaya çıkarmıştı. Dişlerini birbirine kenetlerken yatakta uyuyan Zeynep'e ilerleyip ayaklarının altına topladığı yorganı kızın üstüne örttü. Güzel saçları yastığa ipek gibi dağılmıştı. Elini uzattı hafifçe parmaklarının arasında dağılan saçları okşadı. Daha sonra ondan uzaklaşıp valizinden aldığı eşyalarıyla duşa girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAMÜTENAHİ (FİNAL)
General FictionEvlilik için zorlanan iki genç.. Babasının zoruyla sevmediği bir kızla evlenmek için tamam demişti Gökalp. Ama unuttuğu bir şey vardı. Zeynep.. Genç kız liseyi yeni bitirmiş, üniversite sınavına girmek için heyecanlıyken evlilik konusu açılmıştı...