Azkar'ın en sevdiğim fotoğrafını bırakıyorum buraya. Fikir ve görüşleriniz benim için çok kıymetli, o yüzden her zaman olduğu gibi yorumlarda buluşalım.
Azer yerinden kıpırdamadan, oldukça da konsantre bir şekilde filmi izliyordu. Ben de yarım saat kadar önce onu izlemeyi bırakıp filmi izlemeye karar vermiştim.
''Bu ne biçim süper kahraman ya?'' dedi Azer yüzünü ekşitip.
''Hayırdır beğenemedin mi?'' dedim ona yandan bir bakış atıp.
''Bunun kası bile yok ki.'' dedi elini havada sallayıp. Umut dikkatle Azer'e döndü. İkimiz de ne yapacağına bakıyorduk. İşaret parmağını kaldırıp yavaşça Azer'e yaklaştırdı ve karnına bastırdı. Ardından heyecanla bana döndü.
''Oha! Onun da kasları var!''
Kendimi tutamayıp kahkaha attım.
''Bak, sen de dokun.'' dedi Umut ve elime uzandı, ama elimi ona kaptırmadan hızla geri çektim.
''Sen de yaparsın aslanım.'' dedim ardından konuyu değiştirmek için. Azer de bana destek attı.
''Tabii, ben nasıl yaptıysam sen de yaparsın.''
''Gerçekten mi, öğretir misin bana?'' dedi hevesle Umut. Azer kafasını sallayınca güldü.
''O zaman Leyla kesin benle evlenir.'' dedi heyecanı daha da artarak.
''Leyla?'' dedi Azer kaşlarını kaldırıp.
''Ona evlenme teklif ettim, ama ondan kısa olduğumu söyledi. Evlenemezmişiz. Boyumu da uzatabilir misin?'' dedi Azer'in gözlerinin içine bakıp.
''Yani, onu yapamayabilirim. Ama sen bol bol süt içebilirsin.'' Söylediği klişeyle gözlerimi devirdim.
''Hayatım, süt falan değil mesele. Sen doğru düzgün besleneceksin bir de spor yapacaksın. Basketbol oynayacaksın mesela.'' dedim elimle sırtını sıvazlarken.
''Ya ben zaten oynayalım diyorum. Annem oynamıyor ki.'' dedi şikayet eder gibi.
''Annen basket bilmez ki.'' dedim gülerek.
''Sen biliyorsun ama!'' dedi isyan eder gibi.
''Ben basketten anlıyorum. Oynamayı ben de bilmiyorum ama, üzgünüm.'' dedim dudaklarımı büküp. Hevesi kırılmış gibi omuzları çöktü. Ardından aklına bir fikir gelmiş gibi ayağa kalkıp karşımda durdu.
''Biz onunla oynayalım, sen de maç izler gibi yorum yap. Olur mu?'' dedi parmağıyla Azer'i gösterip. Umut'un basketbola ilgi duymasının sebebi bendim. Erkeklerle dolu bir evde, hele de daha Akın'la az da olsa anlaşabildiğimiz dönemde, yanlarında bulunabilmek için onların sevdiği şeyleri öğrenmek zorunda kalıyordu insan. İlk başlarda çok sıkılıyordum, ama zaman geçtikçe sevmeye başlamıştım. Şimdi benim için en güzel stres atma yöntemiydi maç izlemek. Tabii stresimi ancak Umut yokken atabiliyordum. Bir keresinde ağzımdan kaçan küfürü neredeyse bir hafta boyunca bağıra bağıra söylemişti de Nehir beni boğazlayacaktı.
''Hatta yeni bir şeyler de öğretirsin. Neydi o söylediğin, anan-''
''Umut!'' dedim bağırarak onu susturmak için. Azer kendini tutamayıp bir kahkaha atınca sinirle ona döndüm.
''Yapmasana.'' dedim dişlerimin arasından. Özür dilermiş gibi elini kaldırıp gülmesini durdurdu.
''Oynarız aslan parçası. Oynarız.'' dedi Umut'a tokuşturması için yumruğunu uzatıp. Umut'tan beklediği gibi neşeli bir tepki aldıktan sonra ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırt Sırta
Fanfiction''Gözlerin, bana çok garip şeyler hissettiriyor.'' ''Ne mesela?'' dedim ben de fısıldayarak karşılık verirken. Durduğumuz yakınlıktan, konuşurken dudaklarım onunkilere değiyordu. Karaca gözlerini kapatıp gülümsedi. ''Nasıl anlatılır bilmiyorum ki.''...