Bir önceki yayınladığım 'dert yanma' sekansına yorum yapan kişilere çok teşekkürler. Gerçekten ne kadar teşekkür etsem az. Enteresan bir şekilde, daha iyi hissediyorum kendimi. Yani işlerin yoluna girmesi oldukça zaman alacak, ama en azından daha enerjik bir gün geçirdim bugün. İyi dilek yollayan herkese çok sevgi :)
Atılır atılmaz okumayacaklar için söylüyorum, oruçluyken okumayalım pliz.
''Azer...''
Azer beni duymamış gibi dudaklarını çenemden ayırıp ıslak öpücüklerini boynumda devam ettirirken seslice iç çektim.
''Eve erken gelmenin sebebi bu muydu?'' dedim hafifçe gülerek. Azer ellerini belimden sırtıma doğru çıkartıp tenimi dişleri arasına alıp çekiştirince hafifçe inledim.
''Özledim.'' dedi dudaklarını dudaklarıma dayayıp.
''Ben de.'' dedim öpmeden önce. Beni bu zamana kadar öpüşlerinin içinde hep birçok duygu barındırıyor olurdu, ama şimdi hissettiğim tek şey özlemdi. Hızlı ve aceleci davranıyordu, bu yüzden alt dudağımı fazla sert ısırınca irkildim ama geri çekilmedim. Onun hissettiklerinin aynısını ben de hissediyordum çünkü.
Azer beni geriye doğru adımlatıp salondaki koltuğa düşmemi sağlayınca, hiç vakit kaybetmeden diziyle bacaklarımı araladı ve üstüme çıktı. Hem havanın kararmaya başlamasından, hem de Azer'in tutkusundan gözleri siyah gibiydi şimdi. Hiç oyalanmadan onu kendime çekince hafifçe güldüm.
''Ayrı eve çıkmamız iyi olmuş.'' dedim onu öpmeden önce. Azer kafasını sallayıp beni hırsla öpmeye devam edince, uzun süredir böyle bir şey yaşamamış olduğumuzdan dolayı başım dönüyor gibiydi.
Kendi gömleğini çıkarmaya bile yeltenmeden, üzerimdeki elbiseyi yukarı doğru sıyırınca daha da heyecanlanmaktan kendimi alamadım. Aceleci haline kaşlarımı kaldırıp bakınca pantolonunun kemerini çözerken üzerime eğildi.
''Dayanamıyorum kızım. Çok özledim.'' dedi kulağıma doğru. Sesi tüylerimi ürpertirken sadece kafamı sallayabildim. Onun olduğu kadar sabırsızdım çünkü. Bunu Azer'e söyleyememiştim ama uzun süredir benden kaçtığını hissediyordum. Bana dokunmaktan kaçınıyor, onu öpmek için hamle yapsam bile kısa kesip konuyu başka bir yere getiriyordu. Doktor hiçbir tehlikenin kalmadığını, hayatıma olduğu gibi devam edebileceğimi ve Azer'le beraber olmamızın bebeği hiçbir şekilde etkilemeyeceğini söylemişti, ki o da bunu biliyordu. Ama yine de fiziksel olarak benden kaçtığının farkındaydım. O yüzden onu şimdi bu halde görmek beni oldukça mutlu etmişti.
''Bir de bana sor.'' dedim yattığım yerden hafifçe kalkıp onun çenesinden başlayıp boynuna doğru öperken.
''Karaca.'' dedi uyarırcasına. Onu duymazdan gelip boynunu öpmeye devam edince, hızlı bir hareketle eliyle çenemi tuttu. Baş parmağını dudaklarımda gezdirirken, konuşmak zor geliyormuş gibi yutkundu.
''Eğer böyle şeyler yaparsan, sakin kalmam çok daha zorlaşır.''
Gözlerimi gözlerine dikip kısık bir sesle konuştum.
''Sana sakin kalmanı söyleyen oldu mu?''
''Karaca!''
Nefes nefese gözlerimi açtığımda tepemde duran ve beni kolumdan hafifçe sallamaya devam eden Azer'i gördüm. Birkaç saniye neler olduğunu anlamaya çalışıp gözlerimi kırpıştırırken, havanın karanlık olduğunu ve pijamalarımla yatakta olduğumu fark ettim.
''Ne oldu?'' dedim yavaşça.
''Ben su içmeye kalkmıştım da, nefes nefeseydin kabus görüyormuş gibi. Uyandırayım dedim.'' dedi Azer nazik bir sesle. Rüya gördüğümü anlayıp yavaşça kafamı salladım. Tüm vücudumu ateş basmış gibiydi. Yanaklarımın kırmızılığını bastırmak için suratımı yelledim ellerimle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırt Sırta
Fanfic''Gözlerin, bana çok garip şeyler hissettiriyor.'' ''Ne mesela?'' dedim ben de fısıldayarak karşılık verirken. Durduğumuz yakınlıktan, konuşurken dudaklarım onunkilere değiyordu. Karaca gözlerini kapatıp gülümsedi. ''Nasıl anlatılır bilmiyorum ki.''...