''Gözlerin, bana çok garip şeyler hissettiriyor.''
''Ne mesela?'' dedim ben de fısıldayarak karşılık verirken. Durduğumuz yakınlıktan, konuşurken dudaklarım onunkilere değiyordu. Karaca gözlerini kapatıp gülümsedi.
''Nasıl anlatılır bilmiyorum ki.''
Beni görmeyeceğini bilsem de omuz silkip ona bakmaya devam ettim.
''Bir denesene.'' dedim ondan uzaklaşmadan. Karaca iç çekip gözlerini geri açtı ve bana baktı.
''Nerede olursam olayım, ne durumda olursam olayım, ne yapmış olursam olayım, 'hoş geldin' diyecekmiş gibi bakıyor.''
Karaca, o çukurdan çıkıp başarılı bir avukat olsaydı, ve bir şekilde yolları Azer Kurtuluş'la kesişseydi neler olurdu? Hele de Azer Kurtuluş'u savunması gereken kişi, kendi akrabalarından biriyken?Todos los derechos reservados