Bölüm 67

841 66 97
                                    

Birilerinin çok görmek istediği, gelsin dedikleri insanlar vardı. Şimdi o güzel insanlar, 67.bölümde geldiler. 

AYRICA AYNI GÜNDE 3.BÖLÜMMM!!!!

Azer'in açtığı müzikle oğlumuz rahatsız oluyor mu diye eğilip arkama baksam da Arık kollarını ve bacaklarını oynatarak gülümsüyordu.

''Sevdi bu şarkıyı.'' dedim Azer'e dönüp. Azer camı açıp içeriye sıcak rüzgarın doluşmasını sağladı ve bana döndü.

''Anası da sever.'' dedi gülümseyerek. İkimizde de siyah güneş gözlükleri olduğundan gözlerimizi göremiyorduk ama gülüşünü görmek yetiyordu. Azer'in söylediğine gülüp kafamı cama doğru çevirdim.

''Azer baksana cıvıl cıvıl her yer! Çok güzel değil mi ya!''

Sıcak bir yaz sabahı en yakın arkadaşlarımıza kahvaltıya gidiyorduk, arka koltukta halinden memnun görünen oğlumuz vardı ve uzun bir süre sonra ikimiz de zombi gibi dolaşmıyorduk. Azer'in gülümseyerek bir bana bir yola baktığını görünce, şarkının gelen kısmını seslice söyledim.

''Kamaşıyor gözlerim bebeğim, öyle gülmek olur mu gözünü seveyim!'' dedim uzanıp Azer'in yanağından makas alırken. Azer kahkaha atıp kafasını salladı.

''Karaca hanım maşallah keyfiniz pek bir yerinde bu sabah!'' 

''Öyle öyle. Allah bozmasın.'' dedim kulağımı çekip arabanın kapısına vururken. Ardından arkamı dönüp Arık'a baktım.

''Annecim! Sen çok mu uslusun bu sabah? Çok mu mutlusun hayatım?'' dedim sesimi yumuşatıp gülümseyerek Arık'la konuşurken. Arık mutlu sesler çıkartınca Azer'e baktım tekrar.

''Ağzın yırtılacak Karaca.'' dedi Azer gülmeye devam edip. Şımarıkça omuz silktim.

''Keyfim yerinde. Kimse bozamaz.''


Yarım saat sonra Nehir'lerin evine geldiğimizde Azer arabayı park etti. Nehir ve Umut hala kendi evlerinde kalıyorlardı, Gediz sık sık gelip gidiyordu ama başka herhangi bir ilerleme olmamıştı.

Arık'ın pusetini Azer, içinde onun eşyalarını bulunduran çantayı da ben aldım ve apartmana girdik. İkinci kattan Nehir'in kapıyı açtığını duyunca yukarıya doğru seslendim.

''Günaydııın!''

''Günaydın teyze!'' dedi Umut. Merdivenleri hızlı hızlı çıkıp kata ulaşınca kollarımı açıp ona doğru koştum.

''Umut'çum, günaydın canım. Nasılsın iyi misin?'' dedim ona sarılırken. Umut da bana sarılıp kafasını salladı.

''Arık geldi mi?'' dedi hevesle. Bu sırada Umut'un arkasına Nehir geçmiş ve bana gülümsemişti.

''Geldi tabii ki! Seni göreceği için de çok heyecanlandı hatta.'' dedi Azer, Arık'ın pusetini Umut'a doğru kaldırıp. Umut'un aydınlanan gözleriyle iç çekip içeri girdim.

''Kardeşlerin en güzeli, hoşgeldiniz.'' dedi Nehir bana sıkıca sarılırken. Aynı şekilde ona karşılık verdim.

''Hoşbulduk hoşbulduk. Gediz Ağa nerede?'' dedim geriye çekilip. Nehir eliyle içeriyi işaret etti.

''Gediz Ağa mükemmel omleti yapmakla uğraşıyor. Bu süreç içerisinde yaklaşık 6 tane omlet yaptı.'' dedi gözlerini devirip. Küçük bir kahkaha attım. Nehir Azer'le de selamlaşmak için hamle yapınca, Arık'ın pusetini alıp Umut'a baktım.

''Gel paşam, hem Gediz abiye bakalım, hem de Arık'ı pusetinden çıkartırız.'' dedim elimi uzatıp. Umut heyecanla elimi tuttu. 

Mutfağa girdiğimde, Gediz'i oldukça konsantre bir şekilde ocağın başında gördüm.

Sırt SırtaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin