Dayanamayıp bir bölüm daha atıyorum, çünkü neden atmayayım. Daha doğrusu, bir önceki bölüme yazılan yorumlarla gaza gelip hemen bir tane daha yazdım...
Şu ekibe bakın hele, Çoçovalıları dövüşlerini en büyük zevkle izlediğim ekip. ArAzKul üçlüsü bir aradaysa, bundan sonrası allahü tealaya emanet.
Kulkan'ın uzattığı anahtarı elinden çekip iç çekti Arık. Üvey kardeşine teşekkür etmesi gerekiyordu gerekmesine, ama bunu nasıl yapacağını bilemiyor gibiydi. Kulkan durumu fark etmiş gibi omuz silkti.
"Erdenetler ilk defa aynı safa geçtiler, ha?" dedim ortamı yumuşatmak için alayla.
"İki büyük abinin, birbirinden güvenilmez kardeşleri baş başa verdi diyelim ona." dedi Kulkan da. Arık, bu söylediğiyle gülünce ben de gülümsedim.
"Teşekkürler Kulkan." dedim kolundan tutup.
"Eyvallah yenge. Enişteye selamlar, bir de mümkünse seni zorla çağırdığımı anlatma... Durduk yere dayak yemeye niyetim yok."
Kulkan cümlesini bitirir bitirmez Arık kaşlarını kaldırdı.
"Zorla mı çağırdığını?" dedi tehditkar bir sesle. Kulkan sertçe yutkunurken anahtarları Arık'ın elinden aldım.
"Hadi gidelim. Yol uzun." dedim ve hala Kulkan'a pis bakışlar atan Arık'ı kolundan tutup arabaya doğru çektim. Benim sürücü koltuğuna geçmemle bana yandan bir bakış attı.
"Uzun yol bu yalnız, kampüsle ev arasına benzemez." dedi alaycı bir tavırla. Arabayı çalıştırırken tek kaşımı kaldırıp ona döndüm.
"Dedi bana arabayı kullanmayı öğreten adam. Sürüşümü beğenmezsen hatayı kendinde ararsın aslanım." dedim ona göz kırpıp. Arık bu tavrıma gülüp kafasını iki yana sallarken, gaza basıp çoktan sokağa çıkmıştım.
Birkaç dakika sessizce oturduk ikimiz de. Hava aydınlanmıştı, pansiyonda birkaç saat uyumak zorunda kalmıştık. Şimdi Kulkan'ın nereye gideceğini bilmiyordum, ama benden haber bekleyecekti. Çağatay, Arık'ı almaya gelmeden biz onun kapısına dayanmalıydık.
"1 yaşında neredeyse, değil mi?" dedi birden. Oğlumdan bahsettiğini anlayınca gülümsedim.
"Evet. Daha birkaç gün önce yürüdü ve ilk kelimelerini söyledi, biliyor musun?" dememle gözlerinde merak parıltısıyla bana baktı.
"Neydi ilk kelimesi?"
"Baba."
Arık gülerek konuştu.
"Ve sen kıskançlıktan delirmedin, öyle mi?" dediğinde ona ters bir bakış attım.
"Kendi oğlumu ve babasını kıskanacak değilim-"
"Sen?" dedi Arık hayretle.
"Bana diyorsun da, sanki sen kıskanç bir adam değilsin." dedim hemen olayı ona çevirmeye çalışıp. Ama Arık bana alışkın olduğundan, bu numaramı yemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırt Sırta
Fanfic''Gözlerin, bana çok garip şeyler hissettiriyor.'' ''Ne mesela?'' dedim ben de fısıldayarak karşılık verirken. Durduğumuz yakınlıktan, konuşurken dudaklarım onunkilere değiyordu. Karaca gözlerini kapatıp gülümsedi. ''Nasıl anlatılır bilmiyorum ki.''...