Bölüm 36

1.1K 78 119
                                    



ARKADAŞLAR ARKADAŞLAR EVİME DÖNDÜM! Öğrenci evinden sonra kurulan sofra o kadar garip geliyor ki anlatamam sdhfsjg. Pesto soslu makarna ve çeri domat yediğimiz akşam kendi aramızda ''Ziyafet var ziyafet!'' diye seviniyorduk, öyle düşünün mesela.

Okuyan, oy yapan herkese sonsuz teşekkürler. Bir de birkaç isim var ki, onlar istisnasız her bölüm yorum yapıyorlar başından beri... Spesifik olmak gerekirse @helebahyaa @yikikkizz @meral106 @isyaaaaaaan02 @xhilalix @eda3289 @elifetiner7 şu bebeklere ayrı bir selam olsun. Yorumlar çok iyi geliyor, reaksiyon almak zaten her zaman iyidir bir de üzerine olumlu şeyler söyleyince yazma şevkim aşırı artıyor. 

Son bir şey daha var, her gün başka insanlar aramıza katılıyor, git gide büyüyoruz ve ne kadar mutlu olduğumu size anlatamam. Yeni gelen herkese sımsıcak bir hoşgeldin demek istiyorum. Tamam, artık susacağım. Buyrun bölüme...

Karaca

Telefonumun çalmasıyla sıçrayarak uyandım. Başımın ağrısından gözümü açmakta zorlansam da el yordamıyla telefonumu bulup açtım ve kim olduğuna bakmadan kulağıma götürdüm.

''Günaydın sevgili.'' dedi Azer telefonun ucundan. Dün gece çok dağıtmıştım, ama beraber uyuduğumuzu hatırlıyordum.

''Neredesin sen?'' dedim hırıltılı çıkan sesimle.

''Evdeyim. Acilen halletmem gereken birkaç iş vardı, oradan hemen eve geçtim. Şimdi sen de kalkıyorsun, Nehir'i de alıyorsun ve bize geliyorsunuz.'' dedi Azer benim aksime oldukça enerjik bir şekilde.

''Azer, ben daha yeni-''

''Biliyorum. Telefonunun sesini açtım evden çıkmadan ki aradığımda uyanasın. Hadi hadi, tembellik yapma. Anam çağırıyor zaten, geliniyle çeyiz alışverişine çıkacakmış. Nehir'i de bekliyor tabii.'' Sesinden gülümsediğini anlayabiliyordum ve benim de yüzüme bir gülümseme yerleşti.

''Ya Azer daha kahvaltı-'' dedim bir yandan yataktan çıkıp üzerime sabahlığımı geçirirken.

''Kahvaltı hazır, masada. Yanına bir ilaç da koydum tok karnına al onu hemen keser baş ağrını. Bu arada, Umut da bizimle, zaten yeni arkadaşlarıyla olmaktan çok memnun.'' Durup gülümsedim.

''Seni-''

''Seviyorsun. Hadi güzelim, git Nehir'i uyandır.'' dedi Azer gülerek ve telefonu kapattı. Kulağımdan çekip bir süre boş ekranla bakışıp aptalca sırıttım.

''Deli bu adam.'' dedim kendi kendime ve odadan çıkıp Nehir'in odasına yürüdüm. Kapıyı tıklatınca içeriden gelen homurtuyla içeri girdim. Nehir yatağın tam ortasında, oldukça mutsuz bir ifadeyle tavana bakıyordu.

''Günaydın diyeceğim, aymamış gibi?'' dedim yanın otururken.

''Karaca, Allah benim belamı verdi.'' dedi Nehir gözlerini tavandan ayırmadan.

''O ne demek?'' dedim kaşlarımı çatıp.

''Ben dün gece bir boklar yemiş olabilirim.'' dedi korkarak bana bakarken. Ne söyleyeceğimi bilemeyip karşısına geçtim ve bağdaş kurdum.

''Buna beraber karar verelim. Ne olduğunu anlatsana.'' dedim sakince. Nehir yanıt vermek yerine tekrar homurdanarak elleriyle yüzünü kapattı. Ellerini tutup yüzünden çektim ve dikleşmesi için kolunu çekiştirdim. İç çekip karşıma geçip o da bağdaş kurdu.

''Ben dün Gediz'i öptüm.'' dedi bir çırpıda. Aldığım haberle şok içerisinde ona baktım. Ağzımı açıp konuşacaktım ki elini kaldırıp beni durdurdu.

Sırt SırtaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin