Bölüm 44

1.1K 81 65
                                    

Geldiiiiiğğğ!!!!

Sabah attığım bölümdeki muhabbetin gerçek versiyonu için multideki videoyu izleyebilirsiniz. Seviliyor ve de yorumlara bekleniyorsunuz :)

Açık bıraktığımız balkon kapısından gelen kuş sesleri eşliğinde, Azer'in kolları arasında gözlerim kapalı yatıyordum. O sırtüstü yatarken, tek koluyla beni sarmış, ben de sıkılacağımı düşünsem de kalp atışını dinlerken göğsünde mayışmıştım. Bazen uyuduğunu sanıyor ama sonra parmak uçlarıyla kolumda şekiller çizmeye devam edince hala uyanık olduğunu fark ediyordum. Yemek yiyeli bir saat kadar olmuş olmalıydı. O süreç içerisinde Azer'e konuyu açmak için ağzımı ne zaman açsam başka bir şey olmuştu. İçimde daha fazla tutmak istemediğim için artık yerimde kıpırdanıyordum ki, Azer kolunu sıkıp beni biraz daha kendine çekti.

''Güzelim?'' 

Kafamı kaldırıp kapalı gözlerle gülümseyen yüzüne baktım.

''Uyumayı düşünüyor musun?'' dememle gözlerini açtı ve dişlerini gösterecek şekilde gülümsedi.

''Neden? Yaramazlık mı yapmak istiyorsun?'' dedi muzipçe. Kolundan sıyrılıp hafifçe göğsüne vurdum.

''Edepsizsin. Aklın fikrin orada.'' dememle kahkaha attı ve kolunu başının altına alıp yan döndü beni daha iyi görebilmek için.

''Seni görünce içimden tavla atmak gelmiyor Karaca, kusura bakma.'' dedi ukala bir tavırla. Ardından benim bir şey dememi beklemeden elini bacağıma götürünce, bunu istediğim yere çekebileceğimi düşünüp konuştum.

''Aslında şimdi o konuyu açtığın iyi oldu.'' dememle Azer yattığı yerde dikleşip tişörtünü çıkarmak için hamle yaptı ki ellerinden tutup tişörtü bırakmasını sağladım.

''Azer ama bir dur ya!'' dedim hızlıca.

''E ama sen dedin-''

''Ben başka bir şey demeye çalışıyorum, müsaaden varsa söyleyeceğim.'' dedim ve ellerini bıraktım. Azer kafasını sallayıp karşımda benim gibi bağdaş kurdu ve dikkatli bir şekilde bana baktı.

''Şimdi, şöyle ki...'' dedim ve dudaklarımı yaladım. Aferin Karaca, doğaçlama yaparım diyordun, yap bakalım kızım şimdi, dedim içimden.

''Bak, hani insanlar... Yani karı koca, ya aslında karı koca olmalarına da gerek yok sonuçta evlilik farklı bir konsept. Biz ona rızası olan iki insan diyelim-''

''Karaca sen ne anlatıyon gülüm?'' dedi Azer anlamsızca bana bakarak. Azer'in saçmaladığımı gösteren bakışlarıyla daha da gerilip konuşmaya devam ettim.

''Aslında her şeyin başı sevgi. Sonuçta en güçlü bağ sevgidir, iyileştirir-''

''İyileştirmek mi? Hasta mısın?'' dedi Azer hemen ciddiyetle. 

''Yok, değilim. Ya ben o anlamda söylemedim ki!'' dedim daralmamın ve paniğimin de etkisiyle bağırarak. Azer, sesimi aniden yükseltmemle ellerini kaldırıp kendini geri çekti.

''Tamam, bir şey demedim.'' dedi sakince. Konuya asla giremememin verdiği sıkıntıyla oflayıp ellerimi saçlarıma geçirdim.

''Hayır sen neye bu kadar gerildin anlamıyorum ki? Bir sıkıntı mı var? Bak, Gediz her şey yolunda falan dedi ama ben yine de tam olarak anlayamıyorum durumu. Sahi, sen nasıl bu kadar hızlı çıkardın beni?'' dedi şüpheyle bana bakıp. Olayın iyice istemediğim bir yere gitmesiyle ağzımı açıp kapatırken kapının çalmasıyla son dakikada gol atmışım gibi bir sevinçle yatakta ayağa kalktım.

''Kapı!'' dedim heyecanla. 

''Dur kızım napıyorsun?'' dedi Azer ben düşmeyeyim diye beni tutmaya çalışırken. Bir yandan da halime gülüyordu. Onun da yardımıyla aşağı indim ve o da ayağa kalktı. 

Sırt SırtaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin