Draco elindeki kağıda bakarak sıkıntılı bir nefes verdi.
Astronomi Kulesinde ağlamasının üzerinden birkaç gün geçmişti, kendisine itiraf etmek zor olsa da, o hırkasını geri istemesin diye ortalarda görünmemeye çalışıyordu. Ama zaten birbirleriyle konuştukları falan yoktu.
Sonra Draco hırkanın cebindeki kapıdı fark etmişti, bir mektuptu. Anlaşılan teyzesi Andromeda yazmıştı, bu mektubun onda ne işi olduğunu anlayamıyordu.
Teddy diye birinin hastalandığı ama endişeye gerek olmadığı yazıyordu, Draco onun kim olduğunu bilmiyordu. Ama Potter'ı gecenin bir körü Astronomi Kulesine çıkmaya iten biri olduğuna göre, önemli biriydi.
Tanımadığı çocuğa kıskançlık duydu, hem teyzesi hem de Potter çocuğu tarafından umursanıyordu. Kendisiniyse gecenin bir yarısı ağlarken tesadüfen buluyordu.
Çatılan kaşlarını gevşetirken kendi kendine "Aptal mısın?" diye mırıldandı. "Sana ne?"
Mektubu tekrar katlayıp hırkanın cebine koyarken arkasından Blaise'in sesini duydu. "Aptal bir Gryffindor hırkasına benziyor." Ayağa kalkıp ona döndüğünde hırkayı çaresizce arkasına sakladı. Blaise bir adım daha yaklaşırken "Hatta, tam da aptal bir Gryffindor'un hırkası. Onu Potter'ın üstünde gördüğüme yemin edebilirim." dedi.
İstemsizce yüzü yanmaya başladığında Blaise ciddi tavrını bozarak gülmeye başladı. "Cidden... Sende ne işi var onun?" Draco ona ne söyleyeceğini bilemedi. "K-koridorda buldum."
Çocuğun kaşları havaya kalktığında kendi kendine çok inandırıcısın, aptal dedi. Sonra hızlıca hırkayı yatağının içine sokuşturup çıkışa ilerledi. Blaise arkasından "Beklesene!" dese de Karanlık Sanatlara Karşı Savunma sınıfına kadar durmadı.
Boş bir sıraya oturduğunda birkaç dakika sonra gelen Blaise yanına oturdu, Draco ona bir şey demedi.
Bir şey diyecek kadar umrunda değildi, Gryffindor'la ortak derste etrafına bakınıyordu. Sonunda aradığı kişi ve arkadaşları içeri girdiğinde aniden önüne döndü. Blaise ne olduğunu anlamamış gibi kendisine baktığında yutkunup "İşine bak," diye fısıldadı.
Blaise sıralarına yeni oturan üçlüye bakarak "İnanamıyorum..." diye fısıldayarak karşılık verdi. "Yüzünün kızarmış olduğuna-" Draco onun koluna dirseğini vurdu.
Çocuk komik bulmuş olacak ki sırıtarak önüne döndü, Draco ön çaprazındaki üçlüye bakmayı keserek suratını soğuk elleriyle kapattı.
Profesör içeri girip ders anlatmaya başladığında bile ara sıra Blaise'in nefes verir gibi gülüşlerini duydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Be So Lonely / ❝Drarry❞
FanfictionDon't blame me for falling, i was just a little boy. ^Bu kurgu anksiyete, yeme bozukluğu gibi tetikleyici unsurlar içerir. Lütfen sizi olumsuz etkileyeceğini düşünüyorsanız okumayın. [tamamlandı]