44

5.1K 519 85
                                    

Draco içsel bir çöküş yaşadığını çoktan kabul etmişti.

Ertesi sabah uyandığında gözlerini tavana dikti, aklına ancak gelen şey yüzünden kendisine küfür etti. Potter hala partnerlerinden biriydi.

Eve dönmeyi açıkça istemiyordu, Potter da istemediğini dün gece belli etmişti. Ama Draco onunla hala partner kalamazdı. Hayır, nasıl yapabilirdi? Kendisinin sadece onun göğsünde bir sızı olduğunu bilirken nasıl onun yanında kalmaya devam edebilirdi?

Ona acı çektirmek istemiyordu, sadece birlikte biraz mutlu olabileceklerini sanmıştı. Aslında Draco mutlu olurdu, onu öpmek kendisini mutlu yapardı. Öpmesine bile gerek yoktu, yanında öylece durup kızarık yanaklarıyla astronomi kulesinin manzarasına bakınıp gözlüklerini düzeltmesi yeterliydi. Draco onun hizaya girmeyen karmaşık saçlarına bakardı, yüzü görebileceği en güzel şeydi. Onun ormanlarına dalıp sonsuza dek kaybolmaktan müthiş bir zevk alırdı.

Ama o mutsuzken buna nasıl devam edebilirdi? Aslında o buna fazla bile dayanmıştı, Draco onun göğsünde iki kez ağlamıştı ve onu öpmüştü. Tekrar gözlerinin dolduğunu hissetti. Onu öpmüştü, o gece onun nasıl bir vicdan azabıyla sınanacağını bilmeden, ya da umursamadan onu öpmüştü.

Acaba göğsünü saran kıskaç nasıl hissettiriyordu? Düşünceleri nasıl şekilleniyordu? Draco onun kollarında, dünyanın en güvenli yerinde olduğunu düşünürken o ne düşünüyordu?

Bunları düşünmenin canını daha çok yaktığını hissetti. Ve sonra tahmin edilebilir bir şekilde Blaise'in "Bok gibi görünüyorsun." dediğini duydu.

Neredeyse zorlanarak ona "İnkar edeceğim yok, boşuna bekleme." dedi. Blaise kendisinin ölü gibi tavrıyla yanına geldi. "Neyin var böyle?"

Draco ona anlatıp anlatmamak konusunda arada kaldı. Sonra içindeki yükü paylaşmak isteyen tarafını dinleyerek "Benimle konuştuğu için vicdan azabı çekiyormuş." dedi.

Blaise "Ne?" dedi, sinirli tavrı Draco'yu irkiltti. Çocuk yatağına otururken ona "Hayır," diye seslendi. "Bu ona kızman gereken bir şey değil, onun için daha fazlası olabileceğimi düşünmem saçmalıktı."

Blaise sertçe "Saçmalık değildi, Draco," dedi. "Yaklaşmana izin veren oydu, öylece seni suçlayamaz."

Draco kafasını salladı. "Hayır, anlamıyorsun." dedi. "Beni suçlamıyor, ve evet, yaklaşmama da o izin verdi ama bunda kötü bir niyeti yoktu, tamam mı? Yaklaşmamı sağladığı için suçlu değildi, yaklaşmak istedim ve izin verdi."

Derin bir nefes verip yattığı yerde tavana bakmayı sürdürdü. "Düşman olmaya devam etmek istemedi, aslında çok da şaşırtıcı değil. Düşmanlara sahip olmak istemedi. Farklı anlamlar çıkaran hep ben oldum, onu öpmemi istemedi, Blaise. Bana rüyalarında her gece ölü başka birinin, benimle konuştuğu için ona kızdığını söyledi."

Blaise öfkeyle söylendi ama öfkesi artık Potter'a karşı değildi."Nasıl olabilir, iyi gibiydi? İyileşiyordun, Draco. Böyle olmamalı."

Draco gülümsedi. "Ona acı vererek yanında olamam." Bitti, kendisi için dahası yoktu. Ona acı veren kişi olmaya devam etmek istemiyordu, eskisinden farklı olmaya çalışıyordu. Ona sürekli eskisi gibi olmadığını anlatıyordu, şimdi bencilce onunla konuşmaya devam ederse bu eski şeyleri yapmaktan başka bir şey olmazdı.

Blaise biraz sessizlikten sonra "Onunla aynı gruptasın," dedi. "Sürekli görüşmem gerekecek, nasıl olacak?" Draco yavaşça doğruldu, Blaise gibi bacaklarını kendine çekerek oturdu. "McGonagall'la konuşacağım, beni o gruptan alır."

Blaise şaşkınca gözlerini açarak "Saçmalıyorsun," dedi. "Onları sen seçtin, kabul etmeyecek."

Draco kararlı gözlerle ona bakıp "Gerekirse her şeyi anlatırım," dedi, yutkundu. "Harry Potter'a nasıl amansızca aşık olduğumu ama ona acıdan başka hiçbir şey vermediğimi."

Blaise şaşkınca duraksadı, bunu söylemesini beklememişti. Draco'nun bunu açıkça kabul etmesini beklememişti ama Draco'ya irkilişi neredeyse komik geldi.

Blaise biraz sonra kendisine uzanarak sarıldı, Draco her şeye rağmen gülerek onu ittirmeye çalıştı. "Uzaklaş, Weasley seni duygusal yapıyor. Yapışkansın."

-

Aklima degisik drarry kurgulari geliyo... Yapamam... 3 kitabi ayni anda yayorum ve hepsi bok gibi gidiyo... Yeni kurgu yazmamaliyim...

To Be So Lonely / ❝Drarry❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin