18

6.1K 586 90
                                    

Draco onun "Bunu biliyordun ve umrunda olmadı mı?" dediğini duydu. Ağzını aralayıp "Ben..." diye söze başlasa da devamını getirmedi.

Onun şimdi gözlerinde gördüğü duygu hayal kırıklığı değildi, sanki tam da senden beklenilecek olan bu, der gibi bakıyordu. Sözlerine devam edip haberim bile yoktu, diyememesinin sebebi buydu.

Dese ne fark edecekti? Kendisine inansa bile, böyle bakmak için Draco'nun boş bir anını bekleyecekti.

Çocuk devam edip "Kuzenin olduğunu bildiğin halde hiç merak etmedin mi?" dedi. Draco karşısına dönüp gözlerini kapattı.

Belki yalnızdı ama eski Draco değildi. Tek tutunağı buyken tekrar eskiye dönemezdi. Şimdi onu yaşatan tek şey buranın gökyüzü, hatta üzerindeki kırmızı hırka bile değildi. Eskiye dönmemek için uğraşıyordu. Bu yüzden ne kadar içinden gelmese de "Bilmiyordum." dedi. "Ben de mektubu görünce anladım."

Çocuk bocalayıp kısa bir nefes çektiğinde "Ama önemli değil," diye sakince devam etti. "Eskisi gibi olmadığımı göstermeye çalışıyorum, suçlanmam önemli değil. İşaretli demeleri, yanıma kimsenin oturmaması önemli değil. Şikayet etmiyorum, etmeye hakkım yok. Sadece bazen katlanması zor oluyor..."

Ona anlattıkları uzun zamandır içinde tuttuğu şeylerdi, yine de anlatması gerekmezdi. Ama onun kendisini dinlemesinin hayaliyle yanıyordu, kaç gündür o kadar merdiveni çıkıp her gece buraya gelmesi belki de bu yüzdendi. Herhangi birinin kendisini dinlemesiyle... onun dinlemesi aynı şey değildi.

Bu ayrımı neye dayanarak yaptığını bilmiyordu ama emindi.

Biraz sessizlikten sonra bile Draco ona dönüp bakmadı. Sonra Potter "Görüyorum," dedi. "Sahiden de eskisi gibi değilsin."

Draco'nun kalbi hızla göğsünü dövmeye başladı. Engel olamadığı bir hızla ona dönerken gözlerini kırpıştırdı. O ne dediğinin farkında mıydı? Draco'nun olmak istediği tek şey buydu, duymak istediği tek şey buydu. "G-gerçekten mi?"

Çocuk kendisinin hafifçe dolan gözlerine baktıp yutkundu, kafasını salladı. "Evet, seni gördükçe fark ediyorum. Gerçekten de başka biri gibisin. Eskisinden çok daha..."

Draco onun duraksamasıyla "S...sana sarılabilir miyim?" dedi. "Özür dilerim, biliyorum bu sınırlarımıza fazla ama... Ama tek istediğim bunu... B-bunu başarmaktı."

Çocuk şaşkınca kendisine baktığında Draco dolu gözlerini üzerindeki kırmızı hırkaya silerken burnunu çekti. Yüzü yine de birkaç gözyaşıyla ıslandı, kollarını onun beline uzatsa da temas etmeden "S-sarılabilir miyim?" dedi.

O kendisine öyle bakarken kalbi kabul etmeyeceği korkusuyla kasıldı, aslında böyle olmak istemezdi. Düşünebilseydi onun karşısında ağlayıp ona sarılmak için yalvarmazdı. Yine de o an umrunda değildi, tek ihtiyacı olan ona kollarını sarmaktı.

Çocuk hafifçe kafasını salladığında ona ulaşmak için yanan ellerine izin verdi. Kollarını onun beline sarıp yüzünü boynuna yerleştirdi. Biraz sonra onun ellerinin hafif baskısını sırtında hissederken kollarını sıkılaştırdı. "Teşekkür ederim..."

To Be So Lonely / ❝Drarry❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin