Draco kuleye çıkmak için giyiniyordu. Bu kulağa biraz aptalca geliyordu ama güzel görünmek istiyordu. Yani, en azından son seferkinden güzel. Havanın soğukluğunu hesaba katarak gri bir kazak giydi, gözüne takılan kırmızı hırka dudaklarını ısırmasına sebep oldu. Sonra tam arkasında bir ses duydu.
Blaise kendisinin yatağına oturmuş, unutmamak için yatağa koyduğu mektubu açmış okuyordu. Draco hızla uzanarak kağıdı onun elinden çekti. "Ne yaptığını sanıyorsun?"
Çocuk kendisinin aksine sakince ayağa kalktı. "Draco, özür dilerim." Draco ona kaşlarını çatıp hızla soludu. "Böyle mi özür diliyorsun?"
Blaise kendisinin söylediklerine aldırmadan "Sadece iyi olmanı istediğim için sordum," dedi. "Özür dilerim, kötü bir şey yapmıyorsun elbette ama yapıyor olsan bile yanında olurdum."
Draco ona bakarak bekledi, sonra derin bir nefes verip yatağına oturdu. Blaise de kendisini taklit ettiğinde "O mektup senin değil, değil mi?" dediğini duydu. Kafasını sallayarak onu onayladı. "Neden sende? Kimin o?"
"Potter'ın..." sessiz fısıltısından sonra Blaise kaşlarını kaldırdı. "Elbette, Teddy diye birinden bahsediyor."
Draco bir anlık duraksamadan sonra engelleyemediği bir heyecanla ona dönüp "Kim o?" dedi. Blaise kendisine inanamaz gibi kaşlarını çattı. "Dray, o senin kuzenin! Bilmiyır musun? Teyzenin kızının, kurt adam profesörden olan çocuğu. Potter'ın onun vaftiz babası olduğunu duymuştum."
Draco şaşırmasını engelleyemeden önüne döndü. Bunlar hakkında hiçbir fikri yoktu, o zamanlar kendi sorunlarıyla fazla meşguldü. Bir an sonra aklına gelen şeyle, "Peki Dursley'ler kim, biliyor musun?" dedi.
Blaise ilgisizce "Şu Potter'ın muggle akrabalarından mı bahsediyorsun?" dediğinde tekrar hızla ona döndü. "Muggle akrabaları mı?"
Blaise omzunu silkerken "Pansy'den duymuştum," dedi. Draco onun adını duyunca kasılan midesine aldırmadan çocuğu dinlemeye devam etti. "Görebileceğin en kötü muggle onlarmış, tam Yaralı Kafa'nın hak ettiği gibi, diyordu."
Draco bakışlarını elindeki kağıda çevirdi. Potter, Dursley'lere dönmekten bahsediyordu. Yani bunca sene, kendisi onu hayranlarının arasında keyif çatıyor sanarken o muggleların yanında mıydı?
"Sen nereye gidiyorsun?" Blaise'in sesiyle irkildi. Ona dönerek anlamsızca baksa da sonunda ne dediğini anladığında hızla saate döndü. Geceyarısına daha vardı ancak buna rağmen ayağa kalktı. "Mektubunu ona vermeye."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Be So Lonely / ❝Drarry❞
FanfictionDon't blame me for falling, i was just a little boy. ^Bu kurgu anksiyete, yeme bozukluğu gibi tetikleyici unsurlar içerir. Lütfen sizi olumsuz etkileyeceğini düşünüyorsanız okumayın. [tamamlandı]