Draco havanın soğukluğunu umursamadan çıktığı kulede, gökyüzünü izlemek için çıktığını düşünse de izlediği yer gök falan değildi.
Öylece aşağıdaki karanlığa bakıyordu, yalnızdı. Bu gece de gelmemişti. Draco, o böyle bir söz vermediği halde kırılıyordu.
Oysa haberi bile yoktu, Draco aptal bir hisle her gece birlikte burada uzandıkları saatte buraya geliyor diye, o da mı gelecekti? Haberi yoktu, olsaydı da belki umursamazdı. Draco onun için yoktu.
Bir an, onun nefretini hissetmeyi hiç olmaya tercih edeceğini düşündü. Hiç değilse kavga ederken kendisine bakıyordu, umursuyordu. Şimdiyse burada olduğunun farkında değildi. Bu sadece kule için değildi, o Draco'nun farkında değildi.
Draco'nun nasıl tükendiğinin farkında değildi, her gece ve gün içinde büyüyen şeyden korktuğu halde ona tutunduğunun farkında değildi. Gryffindor Masasında gezinen gözlerinin farkında değildi.
Kötü başlarsa kötü gidiyordu, Draco'nun aklına hayatındaki bütün olumsuzluklar dolmaya başladı. Olumlu çok da bir şey yoktu.
Pansy'nin sözleri kulağında çınladı, Blaise'in kendisini anlamaması bile daha az acıtmıştı. O savaş suçlusu, hem işaret-
"Hey?"
Ani irkilmeyle arkasına döndü. Dolduğu için bulanık gören gözleri karanlıktakinin kim olduğunu anlayamadı. Sonra onun yaklaşmasıyla ayağa kalktı, dudakları aralanırken "S-sen... Burada ne yapıyorsun?" dedi.
"Sadece sessizlik için... Hem buradan gökyüzü güzel izleniyor." Draco bir an yutkunamadı, Potter yaklaşıp yanına oturduğunda da ayakta kalmaya devam etti. Kendisinin düşündüğü şeyleri söylemişti, bu tesadüfen başka ne anlam ifade edebilirdi?
"Oturmayacak mısın?" Draco ona döndü, sonra sakince yanına oturdu. Gözlerini ellerine indirirken asasını sıktı. "Teddy nas-" Aniden duraksarken gözlerini açıp ona döndü. Resmen mektubunu izinsiz okuduğunu söylemişti! "Y-yani, ben ne olduğunu anlamak için öyle bir bakmıştım ama-"
Çocuk kafasını iki yana salladığında Draco susmuştu. Sonra o "Gizli bir şey değildi," dedi. Draco tekrar önüne dönerken "Peki nasıl?" dedi. "İyi, Andromeda zaten... Ah, bir dakika... Andromeda senin t...teyzen, Ted senin kuzenin!"
Draco ona döndüğünde büyümüş gözlerini ve aralanmış dudaklarını gördü. O da mı fark etmemişti? Bunun umrunda olmadığını fark etti, o ilk kez kendisinin yüzüne bu kadar yakından öfke harici bir duyguyla bakarken hiç de umrunda değildi. "Evet, öyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Be So Lonely / ❝Drarry❞
FanfictionDon't blame me for falling, i was just a little boy. ^Bu kurgu anksiyete, yeme bozukluğu gibi tetikleyici unsurlar içerir. Lütfen sizi olumsuz etkileyeceğini düşünüyorsanız okumayın. [tamamlandı]