Draco kendisini beklememesini söylediği halde hala bekleyen Blaise'e aldırmadan yavaşça giyindi.
Uzun zamandır ruhunu ele geçiren kasvetten kurtulmak için onun toksik arkadaşlığından da kurtulmak istiyordu, iyileşmek istiyordu. Onun gerçekten arkadaşı olmadığı belliydi, acımasızca hiçbir mektubuna cevap vermemişti.
Yine de beraber Büyük Salona yürüdüler. Draco kapının girişinde duraksadı, burayı böyle düzenli ve güzel görmeyeli ne kadar olmuştu? Suratını ufak bir gülümseme kaplarken dolu gözleri, kürsüye geçmek üzere hazırlanan McGonagall'la karşılaştı.
Kadın kendisine öylece bakıp ufak bir gülümseme verdiğinde Draco her şeyin iyileşeceğine ilk kez bu kadar çok inandığını hissetti. Gülüşü kendisinin bastırmalarına rağmen büyürken Slytherin Masasına yürüdü.
En köşeye geçerek oturdu, birinci sınıflar içeri girdiğinde Draco onların sayısının normalden daha az olduğunu görüp üzüldü. Öylece Seçmen Şapka'nın şarkısını dinlerken gezinen gözleri, Gryffindor Masasında daha dün sabah gördüğü kızı buldu. Fark etmeden yerinde doğrulurken gözleriyle onun etrafına bakındı, Weasley de oradaydı.
Potter yok muydu?
Kaşlarını çatarak aranan bakışlarını masasına indirdi. Onun gelmemesi daha iyi olmuştu... Öyle olmalıydı, sonuçta verdiği savaş onun yüzünden değil miydi?
Sonra gözlerini kapatarak acımasızlığına inanamadı. Eskisi gibi değildi! Bütün suçu nasıl ona atardı? O da annesi ve babası bir günde öldüğü için bu savaşa mahkum olmamış mıydı?
Eskisi gibi değildi, bir sene önceki Draco değildi. Olmayacaktı.
Birkaç dakika sonra Büyük Salonun kapısından koşar adımlarla giren çocuğu fark etti. Yüzündeki yastık izi neden bu kadar geç kaldığını gösterir gibiydi, gözlüğünü bir eline almış, diğer eliyle tek gözünü ovalıyordu.
Draco onun dramatik bir giriş yapmak için bilerek geç kalıp kalmadığını düşündü. Ama hayır, ancak oturduğu yerde rol yapamayacak kadar rahatsız görünüyordu.
Draco ağzı aralanırken onun bundan rahatsız olduğunu düşündü... Nasıl, nasıl bu kadar geç fark edebilmişti?
Mutlu görünmüyordu, muhtemelen zayıflamıştı. Kendisi de zayıflamıştı...
İlgiden rahatsız olduğu belliydi, o an da onlarca insanın fısıltılarına maruz kalıyoru. Birinci sınıflar seramoniyi bile unutup ona dönmüştü. Draco etrafını izlerken ilk kez böyle büyük bir farkındalıkla doldu.
O biraz kendisine benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Be So Lonely / ❝Drarry❞
FanfictionDon't blame me for falling, i was just a little boy. ^Bu kurgu anksiyete, yeme bozukluğu gibi tetikleyici unsurlar içerir. Lütfen sizi olumsuz etkileyeceğini düşünüyorsanız okumayın. [tamamlandı]