Draco'nun sıkça yalnız hissetmesi alışıldık bir durumdu.
Sürekli aynı döngüyü yaşardı. Yalnız hissederdi, geçerdi ama bazen de iz bırakırdı. İlk böyle hissedişini hatırladı, bir noel yemeğindeydi. On yaşında olmalıydı, henüz Hogwarts'a gitmiyordu. Küçüklükten beri arkadaş olduğu Blaise ve Theodore'la oyun oynuyorlardı. Aslında üçü oynuyor sayılmazdı, Draco onlara uzaktı. Aralarına giremiyordu, kendisini ilk sorunlu hissedişiydi.
Son olmayacaktı.
Ancak o an sorunlarını hatırlamıyordu, sıyrıldığını hissediyordu. Evet, dudakları Sağ Kalan Çocuğun dudaklarının üzerindeyken.
Omuzlarındaki kollar geri çekilmedi, dudaklarındaki dudaklar da. İlk seferki gibi aniden olmadığı için kimse kaçmıyordu, onu ilk kez tam anlamıyla öpüyordu.
Draco bunun nasıl bir his olduğunu anlatamazdı, düşündüğü tek şey sonsuza dek beklemesine bile değeceğiydi.
Onun dudaklarını yavaşça öptü, ilk seferki gibi hızlı da değildi. Tadını alabiliyordu, gözleriyle çelişmek istemez gibi, bir çam ormanı esintisini ağzının içinde hissettiriyordu.
Emdiği alt dudağı yavaşça bıraktı, nefeslenmek için biraz geri çekildi. Dudakları arasında tükürükten bir köprü oluşması yutkunmasını sağladı.
Sonra Potter bir itiraz mırıltısı çıkardı, biraz daha ileri uzandı, sanki yetmemiş gibi davranıyordu. Omuzlarındaki ellerini sıktı, parmak uçlarında daha da yükselerek ondan henüz ayrılan Draco'nun dudaklarını tekrar buldu. Draco onu geri çevirme fikrini aklına bile getirmezdi.
Tekrar öpüşmeye başladılar, Draco ellerinin onun kollarında olduğunu ancak fark edebildi. Midesindeki kasılma yerindeydi, ancak geçmiş sızısı tatlı tatlı yokluyordu. Hafif esinti saçlarını okşuyordu, dudaklarındaki dudaklar tenini emiyordu.
Ellerini onun kollarından indirmeye ve beline uzanmaya cesaret edemedi, ileri gideceğini düşünüp kollarına daha sıkı tutundu.
Dili onunkine çarptı, istem dışı çıkarttığı seslere bir yenisi daha eklendi. Sonra aniden yüzünde soğuk metali hissetti, gözlerini açmasa da bunun Harry'nin gevşeyip düşen gözlüğü olduğunu biliyordu. Tek elini onun kolundan çekip yüzüne sürterek gözlüğü itti, biraz sonra çimenlerin üstüne düştü.
Sonunda Potter geri çekildi, fazla uzaklaşmadan ağzı tam Draco'nun ağzının karşısındayken nefeslendiler. Geri çekilselerdi muhtemelen daha kolay olurdu ama Draco ilkel bir dürtüyle onun nefesini içme isteğine karşı çıkamadı.
Gözleri aralandı, onun hala kapalı tuttuğu gözlerine baktı. Kızarık yüzü, yüzünü yenmek ister gibi daha kızarık dudakları ve hızla inip kalkan göğsüyle sakinleşmeye çalışıyordu. Draco hafif bir endişeyle ona "H-hoşuna gitti mi?" dedi.
Kendi sesindeki titreme biraz hoşuna gitti. Oldukça aptalca görünse de, sanki onun Draco'nun üzerindeki görülebilir etkisiydi. Sesi titriyordu çünkü nefessiz kalana dek karşısındaki çocuğu öpmüştü.
Potter gözlerini araladı, Draco bir an onu ilk kez gözlüksüz gördüğünü fark etti. Gözlük camının yansıması çam ormanlarını örtmüyorken ona bakmak farklıydı, bir an bunu daha önce yapmadığı için ona kızgınlık hissedeceğini sandı.
"E...Evet, hoşlandım."
Draco saçma düşüncelerini uzaklaştırarak onun söyledikledine odaklandı, "Öyle mi?" diye teyit etti. Çocuk aniden güldü, "Evet, kes şunu." dedi.
Draco ne olduğunu anlamasa da ona katılarak güldü. "Neyi?" Çocuk gözlerini kendisine çevirdi, elleri hala sıkıca omuzlarını kavrıyordu ve Draco onun fark edip ellerini çekmemesi için dua edebilirdi.
"Bir öpüşmenin ardından bu söylenmez, testteymişim gibi hissettiriyorsun." Draco gülüşünü yavaşça yitirse de olduğundan daha keyifli olamazdı.
Ona sakince "Çünkü sevmeni istiyorum," dedi. "Hoşuna gitmesini istiyorum, öyle olmazsa ne yapacağımı bilmiyorum."
Potter da gülüşünü yavaşça söndürdü, ikna etmek ister gibi tekrar "Sevdim." dedi. "Endişelenmene gerek yok, seni öpmeyi sevdim."
Bir an sonra irkilerek gözlerini Draco'dan çekti, bakışlarını yere eğerken "Gözlüğümün kırılmamış olması için dua et." dedi. Ellerini Draco'nun omuzlarından çekti, Draco ona ayak uydurdup ondan uzaklaştı.
O yerdeki gözlüğünü alıp hasar kontrolü yaparken Draco'nun yaptığı tek şey gülümsemesini tutmaya çalışmaktı. Sonra çocuk gözlüklerinin sağlam olduğuna ikna olmuş gibi gözlerine geçirdi. Onu izleyen Draco'yu ancak fark etti, daha da kızarırken "Kes şunu!" diye tekrar edip Draco'nun daha çok gülmesini sağladı.
-
bilgisayarima su dokuldu #coksukur🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Be So Lonely / ❝Drarry❞
FanfictionDon't blame me for falling, i was just a little boy. ^Bu kurgu anksiyete, yeme bozukluğu gibi tetikleyici unsurlar içerir. Lütfen sizi olumsuz etkileyeceğini düşünüyorsanız okumayın. [tamamlandı]