Draco uykusundan sıyrıldığını hissederken yüzüne çarpan şey burnunu kıpraştırmasına sebep oldu. Burnundan sert bir nefes verip o şeyi kendisinden uzaklaştırmayı denedi, bir an sonra yeniden yüzüne temas ettiklerini hissederek gözlerini açtı.
Yüzündeki birkaç tutam saçtı, kafasını çok fazla hareket etmemeye çalışarak aşağı eğdi. Göğsünün biraz üstünde Harry'nin başı vardı, sanki Draco'nun onu izlemek isteyeceğini önceden düşünmüş gibi yüzünü yukarı çevirmişti.
Draco yutkunurken göğsüne çarpan kalbinin sesinin onu uyandırmamasını diledi.
Gözlüksüz olduğunda oldukça farklı görünüyordu. Yeşilleri örtülüyken ona bakmak garipti, savunmasız görünüyordu ve Harry sıkça böyle görünmezdi. Sıkça savunmasız olsa da.
Onu böyle savunmasız görmek Draco'ya amansız bir zevk verdi. Diğerlerine göstermediği kadar mahrem bir yönüydü ama Draco'ya göstermekten çekinmiyordu.
Dudakları aralıktı, saçları her zamanki kadar dağınıktı ve yara izi saçlarının arasından bir simge gibi parlıyordu. Draco ilk kez sadece yara izine bakmıyordu.
Çok güzeldi. Ve onu böyle izleyebilmek, özellikle uzun zamandır bunu bekleyen Draco için öngörülemez derecede güzeldi.
Biraz sonra etraftaki sesleri duydu, neden bahsettiklerini dinleyemeden endişelendi. Gün ışığı kapalı perdelere rağmen yatağa giriyordu ve Draco muhtemelen daha erken kalkmaları gerektiğini anladı.
Harry'nin sessizlik için büyü yaptığının bilincinde olarak ona seslendi. Elini yüzüne uzatarak alnından yanağına kadar okşadı. "Harry..."
Birkaç seslenme sonra Harry kaşlarını çattı, gözlerini kırpıştırarak araladı. Draco bunu izlerken kendisini kutsanmış hissetti.
Harry etrafına kısaca bakınıp kendine gelmeye çalıştı, sonra öylece onu izleyen Draco'yu fark etti. Duraksasa da çenesini Draco'nun göğsüne dayayıp birbirlerini daha iyi görmelerini sağladı. Boğukça "Günaydın," diye mırıldanırken sesi çatladı.
Draco kısaca gülümsemesini engelleyemedi. "Günaydın." Harry sesleri fark ederek "Geç mi kaldık?" dedi. Draco derin bir nefes aldı ve bunun Harry'nin de kendisiyle beraber yükselmesini sağladığını görmek inanılmaz hissettirdi.
"Evet, uyanacağımı söylemiştim. Özür dilerim, Harry." Cümlesine devam edebilirdi. Muhtemelen bu yıl uyuduğum en mükemmel uykudan uyanmak kolay olmadı. Etmemeyi tercih etti.
Harry gülümseyip "Önemli değil, Draco. Zaten bunu senin için istemiştim, diğerlerinin seni görmesini istemiyordun." dedi. "Aslında sen uyandırmasaydın yakın zamanda uyanmazdım. Keşke biraz daha zamanımız olsaydı."
Draco hızla atan kalbinin ritmini onun da hissedebildiğine emindi. Utanıyordu ama yine de bunu saklamayı düşünmedi, ona gösterebileceği en güzel şeyi buydu. Kötü niyetsiz sevgisi.
Bu yüzden ona bunu hissettirmekten ve söylemekten çekinmedi. "Harry..." Gözlerini Harry'nin, kendisinin göğsüne bastırdığı çenesinde ve ellerinde gezdirdi. "Sanırım bunu her gün izleyebilirim."
Harry gözlerini kırpıştırdı, yanaklarında sağlıklı kızıllıklar oluştu. Odaksız bakışları Draco'nun dikkatini çektiğinde gülümseyip ona daha da yaklaştı. Onu zorlamak istemediği için konuyu değiştirerek "Beni görebiliyorsun, değil mi?" diye dalga geçti.
Harry gözlerini devirip göğsüne bastırdığı eliyle Draco'yu yatağa itip geri düşmesini sağladı. Draco kafasını tekrar yastığa koyarken kıkırdadı.
"Aptal, gözlük böyle çalışmıyor."
-
Oncelikle buraya bayaadir bolum atmiyorum... Ehehe... Ozur dilerim... 😔👉👈
Sonralikla,, LIGHTS UP 100K!!!!
Ve burasi da 40k!!!!
Saka mi aglicam...Kisa bi hatirlatmayla guncelliyorum...
KIRK YAPAR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Be So Lonely / ❝Drarry❞
FanfictionDon't blame me for falling, i was just a little boy. ^Bu kurgu anksiyete, yeme bozukluğu gibi tetikleyici unsurlar içerir. Lütfen sizi olumsuz etkileyeceğini düşünüyorsanız okumayın. [tamamlandı]