14

6.4K 571 100
                                    

Draco kararsız kalsa da üzerine kırmızı hırkayı giymişti. Bol hırka ellerini kapatıyordu, oturduğu yerde küçük bir çocuk gibi görünüyor olmalıydı. Kafasını, asasını ve mektubu tutan ellerine çevirmişti.

Çıkan sesle arkasına baktı, karışık saçları ve aptal gözlükleriyle gelen çocuğu gördüğünde önüne dönerek dudaklarını birbirine bastırdı. Neredeyse gülümseyecekti.

Çocuk yavaşça yürüyerek kendisinin yanına oturduğunda Draco ne söyleyeceğini bilemeden mektubu ona uzattı. Sonra onun mektubu alıp hemen gidebileceği ihtimali aklına gelince hızla geri çekti.

Çocuk havada kalan eliyle kaşlarını çattı.

Draco düşünmeden hızla konuşarak "H-hırkanı geri vermeyi düşünmüyorum." dedi. Potter elini yavaşça indirip kendisinin yüzüne baktı, dudaklarını yalayıp "Nedenmiş?" dedi.

Tamam, Draco nedenini bilmiyordu. Yine de onun mektubu unutması düşüncesiyle hızla konuşmaya devam etti. "Aniden hiç hırkam olmadığını fark ettim."

Çocuk kaşlarını çatıp kendisine baksa da hafifçe gülümsediğinde Draco içindeki hisle yutkundu. "Tamam, senin olsun... Gerçi iyi bir hediye için çok temiz değil ama..."

Onun söyledikleriyle güldü. Çocuk devam ederek "Büyüyle temizleyebilirsin." dedi. Draco hala gülümserken ona baktı. "Beceriksizsin..."

Çocuğun hafifçe çatılan kaşlarıyla kendisinin de gülüşü soldu. Ona hakaret etmek istememişti ki. Sadece arkadaşça bir şey söylemeye çalışmıştı, onun farkında olmadan yaptıklarını da mahvetmek istemiyordu.

Belki o henüz Draco'yla konuştuğunun bile farkında değildi, o zaman Draco fark edilmemeye çalışırdı. Yalnız olmak istemiyordu ama en çok, burda tek başına oturmak istemiyordu. Blaise'le ya da başka biriyle otursa da tek hissedecek gibi geliyordu.

Neden böyle hissettiğini bilmiyordu, kendine yabancılaşıyordu ancak belki de, derinlerde bir yerlerde bu asıl kendisiydi. Belki de daha önce hiç görmediği kendisinin bu yanı, aslında bastırdığı hislerinden ibaretti.

Bu yüzden yutkunarak ona bakmaya devam etti, içinden geçenleri söylemeye devam etti. "Ama temizlemeyeceğim, aptal Gryffindor renginde olması da umrunda sayılmaz."

Potter yutkunduğunda Draco midesinde hissettiği baskıyla dudaklarını araladı. Göğsü derin nefeslerle inip kalkıyordu, bedeninin bu tepkisine anlam verme çalışması, onun "Neden?" deyişiyle bölündü.

Ona "Keşke bilseydim," diye cevap verirken bakışlarını yüzünde dolaştırdı.

Bedeninin tepkilerine anlam vermeye başlıyordu, göğsü sürekli inip kalkıyordu çünkü heyecanlıydı. Neden heyecanlı olduğunu aramaya çalışmadı. Soğuktan kızaran yanaklarıyla kendisine bakan çocuktan gözlerini çekmeden tekrar yutkundu.

To Be So Lonely / ❝Drarry❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin