16

6.2K 562 54
                                    

Draco pazar gününü de kütüphanede geçiriyordu.

Aslında kalabalık yerlerde pek bulunmamaya dikkat ediyordu ama kütüphane haftasonu sadece ineklerle dolu oluyordu. Onlar da kafasını kaldırıp kimin geldiğine bakmaya gerek duymuyordu.

Bu yüzden daha rahattı. Elindeki kitabı okuyarak iksir ödevini yapıyordu. Bu sene her senekinden daha mükemmel olmalıydı, çocukluk yapacak günleri geride bırakmıştı. Başarılı olmazsa kimse kendisine tolerans tanımazdı, en hızlı gözden çıkarılan olurdu. Tekrar.

Hava kararana kadar ders çalışıp ödevini bitirdi, sonra bir anda karnının guruldamasıyla şaşkınlıkla doldu. Son zamanlarda uzun zamandır hissedemediği açlık duygusunu hissetmeye başlıyordu, gereğinden fazla zayıflamış vücudu için bu iyiydi.

Bu yüzden vücudunun sinyallerini göz ardı etmeyerek eşyalarını topladı, tam yemek saati olduğunu görünce hızlı adımlarla Büyük Salona gitti. Çıkan sesle kendisine dönen bakışlara karşılık vermeden kafasını yere eğdi.

Yaklaştıkça arkadaşlarıyla konuşan Blaise'i gördü, çenesini istemdışı sıksa da Slytherin Masasının köşesinde bir yere oturdu, kendisinin yanındaki kız hastalıklıymış gibi uzaklaştığında biraz ona bakakaldı.

İnsanlar fazla acımasızdı, bir zamanlar kendisinin de öyle olması hissettiği acıları yok etmiyordu. Aksine, acısı üzerine odun atılan bir ateş gibi harlanıyordu.

Önüne dönerek yemeğini yemeye başladı, biraz sonra kafasını kaldırmaya cesaret ederek etrafa bakındı. Önce Ravenclaw Masasına bakınsa da kendisine asıl istediğini vererek gözlerini Gryffindor Masasına çevirdi.

Masada yemek yiyen kafaları hızla tarayıp bir kenarda oturan üçlüyü buldu. Gözleri tek bir kişiye odaklandı, onun dalgın gözleri masadaydı. Yüzünü, dirseğini masaya dayadığı eline yaslamıştı. Kaşığı elinde olsa da önündeki sıcak çorbayı içmekten uzaktı.

Draco onun sıkıntıyla kaşığını bırakıp çatalı alışını izledi, çocuk bir tabağı önüne çekip yemeye başladığında Weasley'in güldüğünü gördü. Gözleri onun ne yediğini ararken sonunda tatlı olarak verilen turtayı fark etti.

Dudaklarını birbirine bastırsa da gülümsemesini yutamadı, sonra tadını çok da sevmediği balkabaklı turtayı önüne çekerek bir çatal aldı.

Bu gece de Astronomi Kulesinin gökyüzüne bakmalıydı, hem kendisini soğuktan koruyacak bir hırkası da vardı.

To Be So Lonely / ❝Drarry❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin