Draco görünmezlik pelerininin altında Harry'nin elini kavramıştı, onu hemen arkasından takip ediyordu ve ona belli etmek istemese de gergindi.
Yani, Gryffindor Yatakhanesine girecekti...
Harry'nin şifreyi söylediğini duyduğunda merdivenler yüzünden sıklaşmış nefeslerini düzenlemeye çalışıyordu. Harry etrafa bakınıp pelerinin altından çıktı, portre deliğinden geçti, Draco hemen arkasından onu takip etti.
Gryffindor Ortak Salonundaydı, doğrusu her yerin sinir bozucu derecede kıpkırmızı olmasını beklemişti ama burası için ancak sıcak bir eve benzediğini düşünebilirdi.
Bariz hareketlilik Draco'yu gerdi, birbirleriyle gülüşen bir sürü Gryffindor'un arasında bu normaldi. Harry'nin arkasından üzerindeki pelerini sımsıkı kavramışken ilerledi, birkaç kişinin Harry'e seslendiğini duydu. Sonra tam önlerine Weasley kızı ve Granger çıktı. "Harry, süpürgemin cilasını sonunda buldum! Aptal süpürge dolabındaymış, oraya baktığıma yemin ederim... Seninki için teşekkür ederim, haftasonu Kaliteli Quidditch Eşyaları'nı ziyaret edeceğim."
Harry ona sakince gülüp "Gerek yok Gin," dedi. "Biliyorsun, zaten artık eskisi kadar süpürgeye binmiyorum."
Draco kaşlarını çattı, kalbi aptal bir üzüntüyle ezilirken Harry'nin sırtını izledi. Şimdi ona ve söylediklerine güveniyordu ama böyle olmasaydı ne olurdu? Muhtemelen, Harry gerçekten Weasley kızıyla sevgili olsaydı, Draco malikaneye dönmenin bile Hogwarts'ta kalmaktan daha iyi olacağını bilirdi.
Weasley kızı biraz sonra gittiğinde Granger, Harry'e yaklaşarak "Harry, Rüyasız Uyku İksiri'ni içtin mi?" dedi. Harry gözle görülür bir şekilde gerildi, belki de Draco'nun duymasını istemiyordu.
Draco bu düşünceyle yutkunduğunda Harry sonunda cevap verdi. "Bu gece değil Herm ama yarın için söz veriyorum. İksir içmeyi sevmediğimi biliyorsun."
Harry, Granger'ı biraz ikna etmeye uğraştıktan sonra ilerlemeye devam etti, birkaç merdiven sonra yatakhaneye girdiler. İçerde kimsenin olmaması Draco'nun üzerindeki pelerini fırlatır gibi yere atmasına sebep oldu. Harry kapıyı kısa süreliğine kilitlerken gülüp "Ne oldu?" dedi.
Draco cevap vermeden yataklara yaklaştı, öylece bakınırken Harry anlamış gibi kendi yatağını işaret etti. Sonra Draco ilerleyip o yatağa oturdu, iksir konusunu tamamen görmezden gelerek "Sadece bunaldım, kırmızılarınız iç açıyor sayılmaz." dedi.
Harry yaklaşırken Draco'nun kalbi farkındalıkla sıkıştı, gözleri ilk kez Harry'nin bedenini daha önce yapmadığı şekilde süzdü. O elindeki asasıyla sessizlik için bir büyü yaparken yutkunup onu izledi.
Sonra Harry yaklaştı, hemen kendisinin önünde eğilip oturan Draco'yla aynı boya geldi. Az önce büyü yapmasına rağmen fısıldayarak "Sana gecelik vermemi ister misin?" diye sordu.
Draco ne yaptığının farkında bile olmadan kafasını salladı. Harry bununla uzaklaşıp yatağının altındaki bavulundan yedek bir pijama çıkarırken Draco kaşlarını çatıp "A-aslında, olacağından emin değilim." dedi. "Vermesen de olur, daha önce pantolonla uyudum."
Harry kafasını kendisine çevirmeden güldü. "Emin ol hiçbir kıyafetim benimle aynı boyda değil."
Draco ona öylece bakınsa da haklı olduğunu kabul etti. Bu çocuk her gün sefil derecede büyük kıyafetler giyiyordu ve bu onun umrunda da görünmüyordu.
Asıl garip olsansa Draco'nun bile umrunda olmamasıydı. Aslında... Tamam, birazcık umrundaydı. Harry'nin tişörtlerinin içinde iki kişi için daha boşluk olmasındansa, onun göğsünü sarmalarını tercih ederdi.
Harry tamamen dağıttığı bavulun içini toplamadan yatağın altına itelediğinde ayağa kalktı, elindeki birbirinden farklı pijama takımını kendisine verirken Draco'nun yargılayıcı bakışlarını fark etti. "Ne?"
Draco ona kaşlarını çatıp ayağa kalktı, Harry'nin elindeki pijamaları alıp ilgisizce bakınırken "Her zaman korkunç derecede dağınık olduğunu düşündüğüm için yanılmamışım." dedi. Ayıplayan gözlerini bavuldan çekip Harry'nin kafasındaki karmakarışık siyah saçlarına çevirdi.
Harry mahçup bir şekilde sırıtıp saçlarını kaşıyarak daha da karıştırdı.
Sonra yatağın diğer tarafına ilerledi, Draco onun ne yaptığını anlamadığı için öylece izledi. Harry üzerindeki sweatshirtü kavrayıp kaldırdığında duraksayıp Draco'nun bakışlarını fark etti.
Kaşlarını kaldırarak Draco'ya baktığında Draco gözlerini onun çıplak karnından çekerek gözlerine çıkarttı. Onun bakışlarını fark edip aceleyle arkasını döndü. "A-özür dilerim, k-kusura bakma."
Draco arkası dönükken Harry'nin üzerini değişmesini dinledi, elindeki pijamaya indirdiği gözleriyle bir fermuar sesi duydu. Yutkunarak kendine gelmeye çalıştı, gözlerini kırpıştırdı. O da üzerindeki gömleğin düğmelerini çözerek giyinmeye başladı.
Harry haklıydı, pijamalar vasat derecede büyüktü. Üzerindeki kırmızı geceliğin kalın ve yumuşak bir kumaşı vardı, altındakiyse tamamen alakasız başka bir geceliğin pijaması gibi duruyordu.
Omuzlarını kaldırıp indirdi, sonra arkasına döndü. Harry'nin çoktan giyinip yatağa girdiğini, sırtını yatak başlığına yaslayıp öylece kendisine çektiği bacaklarının üzerindeki ellerini izlediğini gördü.
Sonunda Harry'nin bakışları Draco'nunkileri buldu, Draco tekrar yutkunup onunla bir gece geçirmek üzere olmasının gerçekliğini tarttı.
-
30k!!!!!!🥳🥳😩🥺🤭🤭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Be So Lonely / ❝Drarry❞
FanfictionDon't blame me for falling, i was just a little boy. ^Bu kurgu anksiyete, yeme bozukluğu gibi tetikleyici unsurlar içerir. Lütfen sizi olumsuz etkileyeceğini düşünüyorsanız okumayın. [tamamlandı]