"Fujisaki"
Yuu onu inceledi.
Her an yıkılmaya hazır duran çöp bir harabeden farksızdı.O kadar savunmasız ve bitkin görünüyordu ki,Yuu onun böyle bir yönünü görebileceğini asla düşünmüyordu.
Fujisaki zemini izleyen bakışlarını,ona gelen sesle birlikte yavaşça yukarı çevirdi.
Yuu karşısında duruyordu.
Onu o kadar uzun zamandır görmemişti ki,bunu da gördüğü diğer halüsinasyonlardan biri sandı.
Değil..mi..?
Fujisaki onun Yuu olduğunu anlayınca,kalp atışları hızlanmaya başladı.
Hah..O gerçekten de Yuu..
Diğer mahkumların aksine,Fujisaki hücrede tutuluyordu. Onu kontrol etmeye kimse gelmiyordu.Unutulmuş, zihinlerden silinmiş gibiydi.
Haftada bir kere kendini göstermeden yemek vermeye gelen gardiyan dışında,yaşamın olduğunu hatırlatan kimse yoktu.
O kadar uzun zamandır kimseyi görmüyordu ki,Yuu'yu gördüğü an,yaşadığını hissetti.
"Seninle konuşmak istiyorum"
Göz altındaki morluklar ve dağılmış kumral saçlarıyla birlikte,Yuu'ya baktı Fujisaki.
Önceden bir saniyesini bile onsuz geçiremezken,aylardan sonra ilk defa görüyordu onu.
Ve Yuu'yu görmek,ona yaşama sebebini bir kez daha hatırlatmıştı.
Ne yazık ki boş bir hatırlatmaydı bu.Hatırlasa bile bir şey değişmeyecekti.
"Seninle konuşmak ve tüm gerçekleri senden öğrenmek istiyorum!"
Yuu,Fujisaki'nin sessizliğine rağmen konuştu.
"Bana geçmişimi,babamı tekrar anlatacaksın ve—"
Fujisaki güldü.
Aniden kahkaha atmaya başlayınca,Yuu kaşlarını çattı.
Neye gülüyor bu?!!
Komik olan ne?!!
"Bir gün bana muhtaç kalacağını biliyordum"
Fujisaki eliyle yüzünü kapatırken,alttan alttan gülmeye devam etti.
"Bunca şeyden sonra beni görmeye geldiğine göre bir şeyler öğrenmiş olmalısın"
Yuu ona kaşlarını çatarak bakarken,Fujisaki ona bakarak sırıttı.
"Kimse sana anlatmadı,değil mi?"
Yorgunluktan çöken gözlerine rağmen,keyifli bir şekilde Yuu'ya güldü.
"Buraya geldin,çünkü yaşanan tüm şeylere rağmen güvenebileceğin tek insan benim"
Yuu sinirle dolup taşarken,Fujisaki gülümsedi.
"Bilmediğin o kadar çok şey var ki Yuu.."
Fujisaki,hücrenin içindeki tek eşya olan masaya tutunup ayağa kalkmaya çalışırken,Yuu aniden hızla ona doğru yürüdü ve boğazına yapıştı.
"Evet bu doğru,bilmediğim çok fazla şey var ve sen güvenebileceğim tek insansın!"
Sırtı soğuk duvarla buluşan Fujisaki,nefessiz bir şekilde ona bakmaya çalıştı.
"Tüm bu zaman boyunca bana gerçekleri söyledin,değil mi?!Şimdi de söylemek zorundasın!!"
Yuu sinirle boğazını daha da sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alde Lotus~Mikayuu
Fanfic-Düzenleniyor- Alde Lotus: Aldebaran,Hristiyan mitolojisindeki Michael(Mikaela) adıyla anılan dev bir kırmızı yıldızdır. Kitapta,Mikaela'nın annesi Krul Tepes,oğluna adının bu yıldızdan geldiğini ve oldukça özel bir yıldız olduğunu söyler.Onu o gün...