Mika'ya ait sandığı bu gözler,Fujisaki'ye aitti.
En azından Yuu öyle zannetmişti.
"F-Fujisaki.?"
Yuu uykulu gözlerini açarken,ona daha dikkatli baktı.
O Mika'ydı.
"Günaydın Yuu-chan!"
Günaydın mı?
Yuu gözlerini pencereye çevirdi.Hava hala karanlıktı.Elini komidinin üzerindeki telefonuna uzattı ve saate baktı.
03.00..
Gözlerini bıkkınlıkla Mika'ya dikti.
"Gecenin bu saatinde neden hayalet gibi başımda dikildiğini sorabilir miyim?"
"Çünkü pikniğe gidiyoruz!"
"Ne?"
Mika Yuu'nun üstünden çekildi ve gülümsedi.
"Hadi kalk Yuu-chan!"
"Bu saatte mi?"
"Evet!"
Yuu ona soğuk bir şekilde baktı.
Nasıl bunca şeye rağmen pozitif olabiliyor?
Ona sinirli olduğumu göremiyor mu?
"Ben gelmiyorum."
Yorganı kafasına kadar çekti Yuu.
"Sen de git uyu."
"Gelmen gerekiyor ama.."
"Ben istemiyorum."
Mika ona üzgün bir şekilde baktı.
Yuu yorganın altından mırıldandı.
"Çok istiyorsan kendin gidebilirsin."
Adım seslerini duyan Yuu,rahat bir nefes verdi.
İlk defa sözümü dinlemesine çok sevindim..
Mika yorganı hızla Yuu'nun üstünden atınca,Yuu fazla aceleci düşündüğünü anladı ve sinirle ona baktı.
"Dediğimi duymadın mı?Seninle gelmiyoru—"
Aniden kendini Mika'nın sırtında bulan Yuu,panikle bağırdı.
"H-h-hey!!Neler oluyor?!!"
Mika Yuu'yu sırtlarken gülümsedi ve aynanın karşısına geçti.
"Bak,prensesimi kaçırıyormuş gibi görünüyorum!"
Keyifle kapıya yönelen Mika,sessizce mırıldandı.
"Gerçi zaten öyle."
"İndir beni Mika!Ne yaptığını zannediyorsun sen?!!"
"Pikniğe gidiyoruz Yuu-chan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alde Lotus~Mikayuu
Fiksi Penggemar-Düzenleniyor- Alde Lotus: Aldebaran,Hristiyan mitolojisindeki Michael(Mikaela) adıyla anılan dev bir kırmızı yıldızdır. Kitapta,Mikaela'nın annesi Krul Tepes,oğluna adının bu yıldızdan geldiğini ve oldukça özel bir yıldız olduğunu söyler.Onu o gün...