Yuu,Fujisaki ve Mahiru'nun Amerika'ya gidişinin üzerinden üç ay geçmişti.
Yuu bambaşka birine dönüşmüştü.Mahiru'nun ve diğer bilim insanlarının onda yaratmış olduğu yeni kişilik,asıl kişiliğini yok etmişti.
Yuu bundan pek de şikayetçi sayılmazdı.Buraya geldiği an duygularını olabildiğince çabuk bitirmek için birçok hap kullanmıştı.Mika'yı ve kendi hayatını kaybetmişse,acı çekmenin ve duygularının olmasının da bir anlamı yoktu.Yeni kişiliğinden oldukça memnundu.
Öte yandan Fujisaki,Mahiru'ya yardım ediyordu.Yuu'yu sürekli denetliyor,onun testlerini ve programını ayarlayıp yapmasını sağlıyor,gün sonunda da ilaçlarını vererek görevini tamamlıyordu.
Bu işte en büyük artısı,Mahiru'nun da başında bulunduğu bilim kurulundaki saygın insanlarla görüşme fırsatı yakalamasıydı.Onlara ve Mahiru'ya gün geçtikçe daha yakın oluyordu.Bu da Fujisaki için mükemmel bir fırsattı.
Mahiru işleri büyütmüş ve Yuu'yu onların huzuruna sunmuştu.Mahiru gibi seçkin bilim insanları,ortak bir kararla Yuu'yu en büyük deneyleri olan "Son Devrimin Başlangıcı" önderliğinde kullanmaya karar vermişlerdi. Yuu onların en değerli silahıydı.
Şu an Yuu üzerinden büyük bir bahis oynanıyordu. Yuu'daki güç inanılmazdı.Yaşadığı bunca şeye rağmen hala insanlığını koruyabiliyordu ve hala çok güçlüydü.Ruhsal olarak güçlendiği gibi,fiziksel anlamda da büyük bir güç taşıyordu ve bu tehlikeli bir güçtü.Bu yüzden Mahiru ve çalıştığı diğer bilim insanları Yuu'yu kontrol altında tutmak için ellerinden geleni yapıyorlardı.
Yuu'yu denetlemeye her gün farklı farklı kişiler geliyordu. Ancak bir sorun vardı ki,gelen insanlar gün sonunda ciddi şekilde yaralanıyordu.Yuu onlara saldırıyordu.
Tam da şu an olduğu gibi.
Fujisaki büyükçe bir bahçeye doğru yürüyordu.Yuu'yu incelemeye gelen doktorlar,onun asıl kişiliğini öğrenmek adına ufak bir araştırma yapıyorlardı.Bu yüzden bahçede Yuu ile güzel bir sohbet ediyorlardı.
En azından Fujisaki'nin düşünceleri bu yöndeydi.
Fujisaki saatine baktı.
Zaman doldu.Artık içeri girebilirim.
Fujisaki kapıya geldi ve şifreyi girerek açılmasını bekledi.Kapı açıldı.Ancak gördüğü görüntüyle donakaldı.
Çimenlerin üzerinde oturmuş olan Yuu'nun önünde,onu incelemeye gelen bilim insanı ölü bir şekilde yatıyordu.
Gözlerini bahçede gezdirirken,diğer doktorların da kanlar içinde yattığını gördü.
Fujisaki şok geçirmişcesine Yuu'ya baktı ve ona doğru bir adım attı.Şu an Yuu'dan ciddi derecede korkuyordu.
"Fujisaki.."
Yuu her yanı kanla kaplı bir şekilde kafasını kaldırıp ona bakarken,korkutucu bir gülümseme yayıldı yüzüne.
"Seni görmek mükemmel!"
Fujisaki tam ona yürüyeceği an,Yuu'nun hızla yerinden kalkıp ona koşmasıyla geriledi.
Yuu tüm hızıyla Fujisaki'ye saldırınca,Fujisaki bir hışımla geri çekildi.
"Yuu bekle!"
Yuu onu duymazdan gelip elindeki bıçakla her bir yönden saldırırken,Fujisaki onun darbelerini durdurmaya çalışıyordu.
Tam Yuu'ya engel olacağı an,Yuu'nun anında gözden kaybolmasıyla panikle etrafına bakındı.
Hızlı!Çok hızlı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alde Lotus~Mikayuu
Fanfiction-Düzenleniyor- Alde Lotus: Aldebaran,Hristiyan mitolojisindeki Michael(Mikaela) adıyla anılan dev bir kırmızı yıldızdır. Kitapta,Mikaela'nın annesi Krul Tepes,oğluna adının bu yıldızdan geldiğini ve oldukça özel bir yıldız olduğunu söyler.Onu o gün...