-3 yıl sonra.-
Sabahın erken saatlerinde,Mika gözlerini açtı.
Yanında hissettiği boşlukla kaşları çatılırken,telefonunu eline aldı ve ona gelen mesajla birlikte gülümsedi.Yataktan kalktı ve kısa bir duş almak için banyoya girdi.
Rusya'ya geleli üç yıl olmuştu.
Burada kendi düzenini kurmuş,ayrı eve çıkmış,hatta şirketin başına bile geçmişti.Şirketteki düzeninden ve buradaki hayatından memnundu.Başta alışmak zor olsa da,şu an her şey yolunda ve sorunsuz bir şekilde ilerliyordu.
Japonya'daki çoğu kişiyle bağlantısını koparmıştı.Crowley, Ferid ve Fujisaki dışında kimseyle konuşmuyordu.
Fujisaki ile dedikleri gibi iletişimi koparmamışlardı. Neredeyse her gün görüntülü konuşuyorlar ve oldukça eğleniyorlardı.Eskiden eser kalmamıştı.Mika onun günden güne iyi ve sağlıklı birine dönüştüğünü gördükçe mutlu oluyordu.Artık ikisi düşman değil,arkadaşlardı.Çok yakın arkadaşlardı.
Mika duştan çıktı.Askıda duran takım elbisesini alıp giydi.Aynanın karşısına geçti ve kravatını düzeltmeye başladı.
O sırada,alt kattan bir ses duydu.
"Bebeğim,ben geldim!"
Odanın kapısının açılmasıyla,Mika gözlerini aynadan ayırdı. Ona doğru gelen adama baktı.Gri gözleri ve siyaha kaçan koyu mavi saçlarında gözlerini gezdirirken,ona ilerledi ve sarıldı.
"Hoş geldin.."
Mika mavi gözlerini onun gri gözlerine sabitlerken,diğeri ona sordu.
"Uyandığında yanında beni göremeyince telaşlandın mı?"
"Evet,bir anlığına.Sonra attığın mesajı gördüm ve endişem geçti."
"Hahah!Endişelendirdiğim için üzgünüm sevgilim!"
Mika ona gülümsedi.Adam elini Mika'nın saçlarından geçirdi ve dudaklarına doğru eğildi.Onu öptüğü sırada, saçlarından gelen güzel kokuyla kafasını boynuna gömdü.
"Duş mu aldın?"
"Evet,biraz önce çıktım."
"Beni bekleseydin duşa beraber girebilirdik.."
Bu sözler üzerine,Mika ona dalga geçercesine güldü.
"Fırsatı kaçırmış mı oldum yani?"
"İstediğin fırsat olsun,sana her an yaratabilirim."
"Ah,tabii.."
Mika ona bakan koyu gri gözlerin esiri altında kalırken, sevgilisinin onu duvarla kendi arasına almasıyla sessizce yutkundu.
Mika'nın çenesinden tutup kendine bakmasını sağlarken, baskın bir ses tonuyla konuştu.
"İlişkimizin üzerinden neredeyse bir buçuk yıl geçti..Buna rağmen hala sana dokunmama izin vermiyorsun.."
"Dojin..Bu konuyu konuşmuştuk.."
Dojin ona soğuk bir şekilde bakarken,aniden güldü.
"Ah,her neyse.Sana aşık olduğum için şanslısın!"
Dojin ona gülümsedi ve göz kırptı.
"Evleneceğimiz güne kadar sabredeceğim sevgilim!"
Mika tedirgin bir şekilde tebessüm ederken,sevgilisi onun yanağından öptü.
"Duş almaya gidiyorum,yemeğe çıkmadan önce babanın yanına uğrarız.Senin için uygun mu?"
"Tabii,bekliyorum seni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alde Lotus~Mikayuu
Fanfiction-Düzenleniyor- Alde Lotus: Aldebaran,Hristiyan mitolojisindeki Michael(Mikaela) adıyla anılan dev bir kırmızı yıldızdır. Kitapta,Mikaela'nın annesi Krul Tepes,oğluna adının bu yıldızdan geldiğini ve oldukça özel bir yıldız olduğunu söyler.Onu o gün...