"Y-Yuu-chan.?!!"
Mika kafasını hızla kaldıracağı an,Yuu'nun silahın namlusunu ona doğrultmasıyla donakaldı.
"Yerine yat Mika!"
Yuu'nun aniden çevresindeki doktorlara ateş etmesiyle hızla kafasını geri yatıran Mika,panik içinde gözlerini gezdirdi.
"Birini bırak Yuu!Diğerini sakın öldürme!"
Mika uzun süredir görmediği Fujisaki'nin sesini duymasıyla hızla kafasını kaldırdığı an,ona doğru gelen kurşun saçlarının bir kenarını sıyırıp geçti.
Yuu öfkeyle ona bağırdı.
"Delirdin mi aptal?!!Sana yerine yatmanı söylemiştim!!"
Fujisaki panikle Yuu'yu tuttu ve onu sakinleştirmeye çalıştı.
"Kendine gel Yuu!Bu kadarı yeter!Hepsini öldürdün!"
"Daha değil!"
Yuu silahını kendini duvara yapıştırmış olan doktora tutarken,Fujisaki onu sarstı.
"Mika çok kan kaybediyor!Bir an önce müdahale yapılması için onu bırakman lazım!"
"Kahretsin..."
Yuu silahını indirdi ve gözlerini odada gezdirdi.Mika'nın üzerinde yatan Dojin'e doğru yürüdü ve onun cansız bedenini aşağı atıp tekmeledi.Ardından çömeldi ve saçlarından tutup yüzünü inceledi.
"Seni öldüreceğimi söylemiştim."
Yuu onu sırtüstü yatacak şekilde çevirdi ve bir süre ona baktı.
"Görünüşe göre sen ve iğrenç fantezilerin buraya kadarmış."
Son iki haftada çok kötü şeyler yaşamıştı Yuu.Dojin ve onun emrindeki diğer adamlar tarafından tecavüze uğramak kendini hiç bu kadar iğrenç hissettirmemişti ona.Aynı şeyleri Mika'nın da yaşadığını biliyordu.Bu onun öfkesini iyice kabartırken elindeki bıçağı boynuna tuttu ve boynundan başlayarak karnına kadar derin bir yarık kesmeye başladı.
"Organların da en az senin kadar iğrenç görünüyorlar."
Yuu gözlerini onun açığa çıkan iç organlarında gezdirirken, eliyle kenarda duran doktoru çağırdı.
"En azından ölümün başka insanları yaşatmalı,değil mi?"
Doktor yanına geldiğinde Yuu ona baktı.
"Sağlam olan iç organlarının hepsini alın ve koruyun. Kimlere bağışlanacağını ben seçeceğim,benden izinsiz asla iş yapmayın."
Yuu yerden kalkacakken,aklına gelen ayrıntıyla durdu.
"Ah,bir saniye.."
Elindeki bıçağı kavradı Yuu.Gözlerini Dojin'in pantolonuna çevirdi ve fermuarını açtı.
"Bunu sen yaşarken yapmayı istedim ama olmadı.Mika'ya teşekkür etmeyi unutma."
Yuu bıçağı hızla erkekliğine sapladı.Defalarca kez,hıncını almak istercesine bıçakladı.Kararan gözleriyle son bir defa ona baktı.Yavaşça ayağa kalktı.
"Ne kadar da acınası."
Söylediği sözle birlikte Yuu'nun kaşları havalandı.
"Sanırım gün geçtikçe anneme benziyorum.."
Yuu kendini silkeledi.Derin bir nefes vererek aynı öfkeyle Mika'ya baktı.
Fujisaki hızla Mika'ya koşup onun kollarını çözdü. Kanamasını birkaç dakikalığına da olsa durdurması için ilaçlı bir sargı bezi sardı ve ona destek olup yerinden kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alde Lotus~Mikayuu
Fanfiction-Düzenleniyor- Alde Lotus: Aldebaran,Hristiyan mitolojisindeki Michael(Mikaela) adıyla anılan dev bir kırmızı yıldızdır. Kitapta,Mikaela'nın annesi Krul Tepes,oğluna adının bu yıldızdan geldiğini ve oldukça özel bir yıldız olduğunu söyler.Onu o gün...