Dillere destan güzelliği cesareti ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Venedikli Sofia.
Manisa Sarayı'nda şehzadeye hediye edilen ve herkesi büyüleyen bir esir.
Kanuni'nin torunu, Üçüncü Murat'ın önce gözdesi sonra eşi.
Üçüncü Mehmet'in ann...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'' Mustafa'nın hali hal değildi Hamdiye. Belli ki pek içerlemiş kendine bu sancak meselesini. Şu Sokullu yok mu, hep onun sivri dilliliğinin eseri bunlar. Zira hünkarımızın aklına girmemiş olsa Mustafa'ma kuşkusuz müsaade çıkardı. ''
Evladının üzülmesine duyduğu burukluk bir yana baş düşmanlarından biri olan Sokullu'nun şehzadesinde yarattığı öfkeden muzdaripti Leyla Sultan. Esasen bir yandan kendine kızıyordu. Öyle ya o Mustafa'sını bu işe sürüklemese bu buhran da hiç vuku bulmayacaktı.
Hamdiye Hatun :
'' Fazla üzerine gittik şehzademizin. Af buyrun lakin acele ettik Sultanım. ''
Leyla Sultan :
'' Acele mi ettik ? Daha ne kadar bekleyecektim Hamdiye ? Bir yerden başlamak icap etmez mi ? Yoksa sen karşımda mı olmak niyetindesin ? ''
Cariyesinden yana şüpheye düşmüştü haseki. Öyle ki sancak mevzusu açıldığından beri zıtlaşmaya başlamışlardı nedense. Hamdiye'nin olur olmaz çıkışları, şevk kırıcı konuşmaları onda ister istemez bir kasvet yaratıyordu. Bu da Hamdiye'den yana kuşkulandırıyordu onu.
Hamdiye Hatun :
'' Haşa Sultanım ! Sizin ve evlatlarınızın uğruna canım kurban. Ben sadece şehzademizlehünkarımızın arasının açılacağından telaş ettim. Öyle ki Sokullu Mehmed Paşa sancak meselesini hiç vakit kaybetmeden Nurbanu Sultan'a açmıştır. Olur da Nurbanu Sultan bunu kendi lehine kullanmak isterse ... ''
Haklıydı Hamdiye. Nurbanu bu işi öğrenir öğrenmez gider Selim ile konuşur ve _ mazaallah _ Selim'i şehzadesi Mustafa'ya karşı doldururdu. Tıpkı rahmetli Hürrem Sultan gibi...
Leyla Sultan :
'' Allah muhafaza eylesin ! Rabbim esirgesin Hamdiye ! ''
OSMANLI SARAYI
NURBANU SULTAN DAİRESİ
Kenarları kavisli, uçlarından altın işleme iplikler sarkan el aynasına uzun uzun dalıp gitmekteydi Nurbanu Sultan. Dün geceki endişesinden geriye zerre korku, telaş kalmamış aksine bir yorgunluğu andıran sükutu taşıyordu çehresinde.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.