Sarayda çıkan yangının daha da büyümesiyle şehzade ve sultanlar alelacele haremden çıkartılıp yakınlarında bulunan Maktul İbrahim Paşa Sarayı'na gönderilmişti.
Hamam içinde dumanlar arasında kalan Mihrimah Sultan'a ise haremağası Münci Ağa tarafından son anda ulaşılmış ve böylece dumandan boğulup ölmekten kurtarılmıştı güzel sultan. Ona söylendiği üzere de el çabukluğuyla üzerine geçirdiği yaldızlı kaftanını bile düzeltemeden arka bahçenin istikametindeki kendisi için hazırlanan arabaya binip telaşla saraydan uzaklaşmıştı.
Allah'ım, diyordu kendi kendine Mihrimah. Şehzade abim Mustafa'nın vefatından bu yana hiç eksik olmadı belalar. Nice ölümlere, ayrılıklara, gözyaşlarına boğulduk.
Mihrimah Sultan böyle sitem ededursun araba çoktan İbrahim Paşa Sarayı'na yanaşmış, durmuştu. Yol boyunca ağzını açmayan Nurmelek ise arabacının geldiklerini belli etmek için kapıya vurmasıyla kıpırdanmaya başlamış, sultanına dönmüştü yüzünü.
'' Geldik sultanım. Dilerseniz inelim. ''
***
Bu küçük saraydan içeri girer girmez salon tarafından avluya dek yayılan feryatla karşılaşmıştı, Mihrimah Sultan. Öyle ki cariyeler tarafından güçlükle sakinleştirmeye çalışılan gelini Nurbanu'nun sesiydi bu dört bir yanı inleten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEMS-ÜL HÂRE
Narrativa StoricaDillere destan güzelliği cesareti ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Venedikli Sofia. Manisa Sarayı'nda şehzadeye hediye edilen ve herkesi büyüleyen bir esir. Kanuni'nin torunu, Üçüncü Murat'ın önce gözdesi sonra eşi. Üçüncü Mehmet'in ann...