Dillere destan güzelliği cesareti ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Venedikli Sofia.
Manisa Sarayı'nda şehzadeye hediye edilen ve herkesi büyüleyen bir esir.
Kanuni'nin torunu, Üçüncü Murat'ın önce gözdesi sonra eşi.
Üçüncü Mehmet'in ann...
" Şah'ımın doğumuna az kaldı artık. Yüce Rabbim'in izniyle sağ selamet evladını kucağına alabilse... İçim bir tuhaf doğrusu. Korkuyorum, Canfeda. Her gün onlarca hatun can veriyor doğum döşeğinde. "
Her daim olduğu gibi yine tedirgindi, Afife Haseki. Bu kez de kızı, Şah Sultan için endişeleniyor, onun doğum anında vefat etmesinden korkuyordu.
Canfeda Hatun:
" Yok yere evham yapıyorsunuz, sultanım. Allah'ın izniyle her şey göz açıp, kapayıncaya dek bitecek. O vakit Şah Sultan'ımız da, doğacak olan torununuz da sıhhat içinde afiyette olacaklar. "
Nurbanu Sultan:
" İnşallah, Canfeda. Bu arada Bursa'daki Servazad Hatun... Çerkez asilzadelerindendi öyle değil mi? "
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sultanının bu suali karşısında afallamış, şaşırmıştı, Canfeda Kalfa. Zira Servazad Hatun, Mahidevran Sultan'ın abisinin kızıydı ve de artık gözden düşmüş bir vaziyette hayat sürüyordu. Peki ne olmuştu da sual ediyordu bu hatunu, Nurbanu Haseki?
Canfeda Hatun:
" Evet, Sultanım. Lakin Şehzade Mustafa'nın idamıyla birlikte kendisinin, Mahidevran Sultan'ın yanında olduğunu işittim. Hayır olsun, inşallah kötü bir şey yoktur ? "
Yavaşça yerinden doğrulup, dairenin bir köşesinde durmakta olan altın kaplama boy aynasının önüne dek gelmişti, Nurbanu Haseki. Öyle ki, az evvelki kaygıları uçup gitmiş, yüzünde güller açmaya başlamıştı şimdi.
Nurbanu Sultan:
" Kötü bir hâl yok çok şükür. Aksine... Hayırlı bir iş için sual ediyorum onu. Pek hayırlı bir iş için... "
***
Manisa Sancağı
Harem/Taşlık
" Nihayet Şehzademiz bugün dönüyor avdan. Hâl böyleyken, Sofia'yı akşama hazır etmek gerek. Evvelâ hamama gitsin, temizlensin. Sonra da güzel bir kaftan seçeriz ona. "
Serin tutan, keten esvabının bir kenarından tutmuş, sümbül işlemeli önlüğü ile oynuyordu,Gülçiçek Kalfa. Dünden beridir aklında tez elden Murad Hazretleri'ne sunmak vardı, Sofia'yı. Öyle ya vaziyet kötüydü. Şehzade bir aşufte rakkaseye gönül vermiş, hareminden yüz çevirmişti. Şimdi bunu nasıl Nurbanu Sultan'a haber etmeliydi ki? Kellesi giderdi vallahi. Kalfa olarak vazifelerinden biri de şehzadenin cariyelerinden memnun kalmasını sağlamaktı fakat o bunu başaramamıştı işte.
Raziye Kalfa:
" Endişe etme, sen. Allah bu zorluğu da kolay edecektir bize. Hele bi şehzade teşrif etsin saraya, sonrası çorap söküğü gibi gelir. Mâlum Sofia bir ateş parçası. Yakıp, kavuracaktır Şehzade Murad'ı. "
