Has Oda
Çift kanatlı kapıların ardına dek açılmasıyla içeriye bir peri suretine bürünmüş olan Safiye girmiş ve başını dahi kaldırmadan sevgili hünkarının önünde eğilmişti.
" Hünkarım. "
" Gel Safiye. "
Bu söz üzerine birkaç adım daha ilerleyen Safiye tebessüm içinde başını kaldırdığında gördüğü karşısında şok olmuştu.
" Sen çekilebilirsin Cafer. "
Cafer... Hemen aklına İncili Köşk'teki hadiseyi getirmişti Baffo Kızı. Ferhad Paşa ile olan görüşmesinin ardından Cafer Ağa'nın üzerine çullanan adamlar bir bir gözünün önüne gelmişti. Kadere bak ki ölmemişti ağa. Yaşıyordu. Haliyle bu gerçek Safiye'de korkular peyda etmişti.
Cafer'in huzurdan ayrılmasıyla birlikte Murad sevgili hasekisinin narin ellerinden tutup divanının üstüne oturtmuş ve onun güneş rengi saçlarını okşamaya koyulmuştu.
Halbuki Safiye'nin aklı hala Cafer'deydi. Başına dert olacağından yana endişeleniyor ve bir yolunu bulup onunla konuşmak için sabırsızlanıyordu.
" Hayli vakittir Cafer Ağa'yı görememiştim. Yani Mehmed öyle dedi. Malum Cafer Ağa lalalık ederdi kendisine. "
" Öyle olması icap etti güneşim. Zira Cafer Ağa'nın Kıbrıs dolaylarına varıp gelmesi icap ederdi. Nitekim de kendisini Kıbrıs Beylerbeyi olarak atadım. Yakında yola revan olacaktır."
" Hayırlara vesile olsun inşallah. "
Bu işin altından da Nurbanu çıkacağı belliydi. Sadık bir neferi olan Cafer'i bir zamanlar Venediklilerin gözdesi olan Kıbrıs'a baş olarak atandırması bunun en büyük delili sayılırdı. Pek bir uyanıktı bu kaynanası.
" Şimdi bunları bırakalım. Safiye'm sana öyle hasret kaldım ki... "
Murad'ın niyetini anlamıştı Baffo Kızı. O da fazla naz etmeyip birden hünkarının dudaklarına yapışmış ve ince kıvrımlı vücudunu erkeğinin vücuduna bastırmıştı.
" Murad... "
" Safiye'm... "
Kendilerinden geçmiş halde bir olmaya başlamıştı aşıklar. Hızlanan nefesleri Safiye'nin kaftanının yırtılmasıyla daha da şiddetlenmiş ve çırılçıplak kalan bu güzel Venedik gülü Murad'ın güçlü kolları arasına girmişti.
" Beni seviyor musun ? "
" Sevmez olur muyum güneşim. "
Şevkle doluydu Safiye. Elleriyle erkeğinin göğsünü hoyratça okşuyor ve hünkarını tahrik ediyordu.
" Öyle güzelsin ki Safiye... "
İyice kıvama gelmişti Venedik Güzeli. Ondandır ki hünkarının boynundan göğüslerine dek gezdirmişti dudaklarını. Murad da daha fazla dayanamayıp kalbini verdiği güzel karısını kucağına alıp nice güzelle saadetinin doruklarına ulaştığı yatağına götürmüş ve Safiye'sinin üstüne abanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEMS-ÜL HÂRE
Fiksi SejarahDillere destan güzelliği cesareti ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Venedikli Sofia. Manisa Sarayı'nda şehzadeye hediye edilen ve herkesi büyüleyen bir esir. Kanuni'nin torunu, Üçüncü Murat'ın önce gözdesi sonra eşi. Üçüncü Mehmet'in ann...