Dillere destan güzelliği cesareti ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Venedikli Sofia.
Manisa Sarayı'nda şehzadeye hediye edilen ve herkesi büyüleyen bir esir.
Kanuni'nin torunu, Üçüncü Murat'ın önce gözdesi sonra eşi.
Üçüncü Mehmet'in ann...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'' Emrettiğiniz üzere şehzade kardeşleriniz sabaha karşı idam edilerek Hakk'a vardılar. Merhum hünkarımız Selim Han Hazretleri'nin hasekisi Leyla Sultan ve cariyeleri de usül gereği Eski Saray'a gönderildiler. Şimdi cülus vaktidir hünkarım. Kullarınız sizi bekler. ''
Sokullu'nun bu sözleriyle birlikte oturduğu divanından yüzüne sirayet eden huzursuzlukla birlikte kalkıp hemen berisinde durmakta olan boy aynasının önüne geçmişti, Murad. Ardından da derince bir iç çekip yüzünü veziriazama doğru çevirmişti.
'' Validem nerededir ? Şafakla birlikte yok oldu sanki. ''
Öyleydi. Nurbanu Sultan oğlunun gece yarısı gizlice has odaya girmesiyle birlikte ortalıkta hemen bir kez görünmüş ve sabaha karşı şehzadelerin idam edilmesiyle de ortadan kaybolmuştu.
'' Valide Sultan'ımız Eski Saray'a gittiler hünkarım. ''
'' Eski Saray'a mı ? Ne iştir bu paşa ? Validem ne eder böyle ? ''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şaşırmıştı Murad. Validesinin bu davranışına akıl sır erdirememiş ve dahi validesi adına endişe etmişti. Sokullu ise Murad'ın aksine gayet sakin fakat bunalmışcasına bir ifade içindeydi şimdi.
'' Endişe etmeyin hünkarım. Valide Sultan'ımız sizin tahta cülusunuzdan sonra bugüne dek görülmemiş gösterişteki bir alayla hareme teşrif edeceklermiş. Malum artık kendilerine '' Mehd-ül Ulya '' sıfatı verilecek. Dosta düşmana duyurmak icap eder, dediler. ''
'' Eh, ne edelim ? Validem öyle münasip gördüyse vardır bir bildiği. ''
Aslında içten içe kızgındı, Murad. Hem yalnızca validesine de değil, Sokullu'ya da pek kızgındı. Zira o saraya ulaşmak adına ölümüne fırtınalı yollardan geçip gelmişti lakin onlar vaad ettikleri hiçbir sözü yerine getirmemişlerdi.
