2 Ay Sonra
Mercan Köşk
Dairenin ahşap penceresinden dağılan gün ışıkları bir hüzme halini almış toz zerrecikleriyle kıpırdaşıp durmaktaydı. İçeride bulunan kadın sultan ise rahatsız göz kamaştırıcı bu etkiden kurtulmak adına elini alnına siper etmişti." Nerede kaldı bu Allah'ın cezası adam ? Vakit neredeyse öğleyi bulacak lakin ortalıkta yok. "
" Endişe etmeyin sultanım. Ferhad Paşa'nın eli kulağındadır. "
Zülküf Ağa'ydı bu. Kendisi Şam diyarında satın alınarak İstanbul'a getirilmiş ve dâhi harem hizmetine girmesi için de hadım edilmişti. Safiye Sultan'ın nicedir arayıp da bulamadığı denli sadakat timsali olduğu için de derhal hasekinin hizmetine girmişti. Öyle ki Safiye ondan memnun o da haline razıydı.
...
Az bir müddet sonra pencerenin kırık dökük camından biraz korku ve endişeye bürülü bir vaziyette Ferhad Paşa görünmüş akabinde de saygıyla içeri girip sultanına hürmetlerini sunmuştu.
" Söyle Ferhad Paşa, Sokullu Paşa'nın akıbeti ne oldu ? İşin altından hakkıyla kalkabildin mi ? "
Heyecanlıydı Baffo Kızı. Üstelik tarif edilemeyecek denli pişmanlıkla harmanlanmış bir utanç da duyuyor gibiydi.
" Dilediğiniz oldu sultanım. Hünkarımız sabaha karşı Sokullu Paşa'yı huzuruna çağırdı. Zannediyorum Paşa'nın kurtuluşu söz konusu olmayacak. "
" Allah günahlarını affetsin. Bizimkileri de affetsin. Ah... Mükafatını fazlasıyla alacaksın Ferhad Paşa. Malum beni esir pazarından alıp saraya veren sensin. İkbalimin parlak olmasını sana borçluyum. "
" Estağfurullah sultanım. Sizi kader seçmiştir. Dilerim yıldızınız daim parlak kalır. "
Ferhad Paşa'nın huzurdan ayrılmasıyla birlikte virane binanın öte ucundan Cafer Ağa çıkıp gelmiş ve bunu gören Ferhad Paşa ise sırrın ifşasını önlemek adına Cafer Ağa'nın üstüne çullanmıştı.
Safiye ise dehşet verici bu manzara karşısında soğukkanlılığını muhafaza ederek dirayetini sağlamış ve ardından da kaçarcasına Zülküf Ağa ile kendisini bekleyen saray arabasına binerek oradan uzaklaşmıştı.
Yol boyunca hep aynı manzarayı düşünmüştü haseki. Cafer Ağa'nın acı akıbetini... Ancak bunu yapmaktan başka çaresi kalmamıştı onun. Öyle ki oğulları ve kendinin gözden düşmemesi için bu gerekliydi. Aksi halde daha büyük zorluklara göğüs germek zorunda kalacak ve muhtemelen de bu savaşı kaybedecekti.
" Keder etmeyin sultanım. Şayet Cafer Ağa'yı durdurmasaydınız vaziyeti öğrendiğinde olup biten ne varsa bire bin katıp Nurbanu Sultan'a yetiştirecekti. Hem unutmayın ki böylesi çok daha iyi oldu. Bir taşla iki kuş vurmuş olduk. Hem Sokullu hem de Cafer hınzırından kurtulduk. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEMS-ÜL HÂRE
Historical FictionDillere destan güzelliği cesareti ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Venedikli Sofia. Manisa Sarayı'nda şehzadeye hediye edilen ve herkesi büyüleyen bir esir. Kanuni'nin torunu, Üçüncü Murat'ın önce gözdesi sonra eşi. Üçüncü Mehmet'in ann...