Dillere destan güzelliği cesareti ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Venedikli Sofia.
Manisa Sarayı'nda şehzadeye hediye edilen ve herkesi büyüleyen bir esir.
Kanuni'nin torunu, Üçüncü Murat'ın önce gözdesi sonra eşi.
Üçüncü Mehmet'in ann...
Bir ikindi vakti saray kanlı bir hadiseye tanık olmuş ve payitahta yer yerinden oynamıştı. Öyle ki devlete nice seneler hizmet etmiş olan Damad Uzun Mehmed Paşa ( Sokullu ) divan üzere dilekçeleri toplarken Boşnak bir adam tarafından tam kalbinden hançerlenmiş ve akabinde de vefat etmişti.
Bu hadise öyle bir büyümüştü ki herkes herkesten şüpheye düşmüş hatta ve hatta Sultan Murad dâhi hem paşaları hem de halkı tarafından bu suikastı yaptırmakla suçlanmıştı. Peki ya hakikat neydi ?
Hakikat neye nasıl bir tutumla bakmakla ortaya çıkacağından pekala her uca çekilebilirdi. Bu sebeple, ecel geldi diyenler de, bu işi hünkar yaptırttı diyenler de, bu işin altında Safiye ve Esmahan Sultanların parmağı var, diyenler de esasında haklıydı. Zira Murad ile Sokullu arasındaki husumeti, soğukluğu bilmeyen yoktu.
Öyle ki Murad divanında Sokullu'nun rakibi olanlara çeşitli lütuflarda bulunurken neredeyse her şeyini ona borçlu olduğu damadına yüz vermiyor onun tavsiyelerine pek kulak asmıyordu. Bir diğer iddiaların odağı olan kadın sultanlara gelince Paşa'nın eşi olan Esmahan Sultan yetmiş dört yaşındaki zevcisinden bıkmış ve bununla da kalmayıp ilkin Özdemiroğlu'na ondan da yüz bulamayınca Budin Valisi Ali Paşa'ya gönlünü kaptırmıştı. Bu sebepler yığınından ötürü de bu vefat onun işine gelmişti. Ve tabi bir de Safiye... Yolunu açmak adına önündeki en büyük engelini ortadan kaldırmanın mutluluğunu yaşıyor töhmet altında kalmasına rağmen zerre endişe duymuyordu.
...
***
Has Oda
Üzgündü valide. Bunca sene damadı sanıyla en sadık adamını bir oldu bittiye kurban vermiş ve düşmanlarının ekmeğine yağ sürülmüştü. Doğrusu o da bu suikastin altında oğlu Murad'ın ve kızı Esmahan'ın olduğunu düşünenlerdendi. İçi evlatlarına karşı öyle bir hınçla dolmuştu ki utanmasa onları azarlamaya hatta dövmeye yeltenecekti. Öyle ya onlar anlayamasalar da Sokullu herkesin üzerinde yükselen bir çınar gibiydi ve tahtı da iktidarı da koruyan oydu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" Taht da devlet de saçayağı üzerine kurulur, derler. Ne yazık ki bundan böyle tahtının bir ayağı yok, Murad. Öyle ki devleti ayakta tutan o üç ayaktan biri sen, biri ben, biri de Sokullu'ydu. "
" Siz de mi benim yaptırdığımı düşünüyorsunuz validem ? "
Dolmuştu Murad. Elim hadiseden bu yana paşaları da dâhi alenen olmasa bile herkes onu suçluyordu zira.
" Yaptıranı bilmem lakin yapan ortada. Murad... Arslanım, evladım... Bilirim ki gözler senin üstündedir. Hal böyle iken o haydutu derhal idam ettirmen gerek. Fakat öyle alalede değil. Ahalinin gözü önünde, işkencelerle... "
Her ne olursa olsun her daim oğlunun yanındaydı Nurbanu. Ona kızsa da ona karşı kırılsa da neticede bir anaydı o. Murad ise gözünü diktiği halıdan dalıp gitmişti ötelere. Öyle ki düşünüyor, düşünüyordu. Sahi ne yapacak, kullarına karşı kendini nasıl aklayacaktı ?