Tevahhuş

103 5 17
                                    

1596

12. Padişah Sultan Murad Han'ın vefatının ardından başa en büyük oğlu, Şehzade Mehmed geçmişti. Mehmed ki, on bir sene Manisa Sancakbeyliği görevini üstlenmiş ve nihayetinde de tahta erişebilmişti.

Tahta çıkışının ardından nizam gereğince on dokuz erkek kardeşini boğdurtmuş ve uzunca bir müddet de bunun acı tesirinden kurtulamamıştı. Üstelik ahali de ona bu husustan ötürü diş bilemiş, daha saltanatının başlarından itibaren ona karşı buz kesmişti.

Ancak babası merhum Murad Han'ın geride bıraktığı şehzadeler devlet adına büyük bir tehdit olup onların aldıkları her nefes, atacakları her adım tahtta kalan adına büyük bir yük olacağından yüz yıllık gelenek onlar için de işlemiş ve hepsi birden bir gecede cennet kayığına bindirilmişti.

(*Yahya hariç.)

...

Mehmed'in babasından devralıp elim bir katle saltanatına hüzün düşürüp tahta çıktığı bu dönemde devlet her ne kadar en geniş sınırlarına varmışsa da tüm bu güç ve kudretin ardında yönetimde birçok sorun da baş göstermeye başlamıştı.

Dedesi 2.Selim devrinde başlayan paşalar arası çekişme, sipahiler ile yeniçerilerin münakaşaları gayrı Mehmed döneminde had safhaya ulaşmıştı. Zira sefere çıkmayan padişah bu işi paşalarına bıraktıkça paşalar arasındaki rekabet git gide artmış, bu rekabete bir de rüşvet yarışı eklenince yönetim kökten sarsılmıştı.

Babası da dedesinin izinden gidip nice yerleri paşalar vasıtasıyla fethetmişti. Öyle ki Sultan Murad; Azerbaycan, Kafkasya, Kuzey Afrika topraklarını devşirme paşaları önderliğinde devlet topraklarına katmış ve böylece Osmanlı'yı 19.902.191 kilometrekare genişletip cihanın en gözde imparatorluğu haline getirmişti fakat oysa o değil sefere gitmek, Fatih Camiisine varıp bir cuma selamlığına dahi çıkmamış, yalnızca haremiyle hemhal olmuştu.

Bununla birlikte Sultan Murad'ın son dönemleri iç ve dış cepheden birden patlak vermişti. Ayaklanan yeniçeriler, payitahtı kasıp kavuran yangınlar, akçenin değerinin düşmesi vb. sebepler bir yana Safevilerle süren mücadele, Kuzey Afrika'da yamyamlar tarafından yenen askerler, ulufenin yeniçerilerce az bulunması ve en nihayetinde de Avusturya civarında çıkan isyanlar, paşaların Kazıklı Voyvoda Dracula'nın torunu Mihai tarafından işkencelerle diri diri yakılmak suretiyle öldürülmesi...

Mehmed böylesi bir tahtı devralmıştı. İhtişam içindeki sarayın görünmezliğiyle meşhur, dertli ve de kanlı bir tahtı...

...

Eflak, Boğdan ve diğer Macar vilayetlerinin ayaklanmasıyla ilkin Belgrad düşmanlarca kuşatılmış ve fakat Tiryaki Hasan Paşa'nın türlü çabalarıyla Belgrad geri alınmıştı. Bununla birlikte sefere serdar tayin edilen Koca Sinan Paşa da Yassıkale'yi Osmanlı mülküne alıp, Belgrad'a çekilmişti ancak Erdel, Boğdan ve Eflak Prensleri bunu hazmedemeyip ayaklanmıştı.

Tahta yeni çıkan Sultan Mehmed ise bu kez serdar olarak Veziriazam Ferhad Paşa'yı göreve atamıştı. Göreve getirilen Ferhad Paşa, Koca Sinan Paşa'nın yerini doldurduğundan Sinan Paşa'nın apaçık düşmanlığını kazanmış, bununla da kalmayıp Sinan Paşa'nın, Sultan Mehmed'e onu kötülemesiyle de hem vazifesinden hem de veziriazamlık makamından alaşağı edilmişti.

O sırada ise Avusturya prensi Mansteld, Estergon Kalesi'ni 50.000 piyade ile kendi yönetimine almıştı. Bunun üzerine Sinan Paşa'nın oğlu Vezir Mehmed Paşa karşı atağa geçmek istemişse de tamamen beceriksizliği yüzünden kendi aleyhlerine karşı hareket etmiş, neticede de kaybetmişti.

Babası Sinan Paşa ise akıncılar ocağından topladığı askerler ile oğluna yetişmek istediyse de başaramamış, Targovişte'de bir kale yaptırıp yönetimini Trabzon Sancakbeyi'ne bıraktıktan sonra gerisin geriye dönmüştü.

ŞEMS-ÜL HÂREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin