Dillere destan güzelliği cesareti ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Venedikli Sofia.
Manisa Sarayı'nda şehzadeye hediye edilen ve herkesi büyüleyen bir esir.
Kanuni'nin torunu, Üçüncü Murat'ın önce gözdesi sonra eşi.
Üçüncü Mehmet'in ann...
" Bir an için artık geri dönmeyeceğini düşünmüştüm. Ne yalan söyleyeyim, tahayyülü bile güzeldi. "
Yaklaşık bir haftalık bir yolculuğun ardından Osmanlı Sarayı'na geri dönmüştü, Nurbanu Haseki. Evvela Şehzadesi Selim ile Manisa'daki vaziyet hakkında konuşmuş sonra da kızları ile yemek yemişti büyük sofada. Şimdiyse görümcesinin çağrısı üzerine kahve içmeye gelmişti. Doğrusu pek de tahammülü kalmamıştı bu çekişmelere Afife'nin lakin laf kendine gelmişken, susup oturmayacağı da barizdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nurbanu Sultan:
" Mevcudiyetimin sizi bu denli korkuttuğunu bilmiyordum. Fakat ne diyelim? Kader... Huzur ve selamet adına katlanacağız birbirimize."
Alaycı bir gülümseme takınmıştı dudaklarına Nurbanu. Zira yıllar yılı ezeli düşmanı olan Mihrimah'a imâ ile dolu sözler söylemişti. Bu sözler şöyle dursun, nefretini haykırsa Mihrimah'a, yine de az gelirdi.
Mihrimah Sultan:
" Seninle ağız dalaşına girecek değilim, Nurbanu. En azından şu sıralar... Bu arada, gözün aydın. Kuzenin, Sofia burada. "
Nurbanu Sultan:
" Kuzenim mi? Siz neyden bahsediyorsunuz Sultanım? "
Afallamıştı. Hem Sofia da kimdi ki onun kuzeni olsun? Ah, tâbi... Muhtemelen bu da bir tuzak, diye düşünmeye başlamıştı, Nurbanu Gelin. Belli ki bir oyun, akıl bulanıklığı yaratmak için bir şaşırtmacaydı bu.
Mihrimah Sultan:
" Kuşların çoktan haber uçurmuştur, sanıyordum. Neyse, öğrendin artık. Hatun güzel, bir içim su. Murad için pek münasip olacaktır. Eminim sen de istersin, kuzenin gelinin olsun. Öyle değil mi? "
Mihrimah Sultan gayet ciddi ve samimiydi bu konuda. Yalan söyler, oyun oynar gibi de bir hali yoktu. Fakat...
Birden yerinden doğrulup, musaade istemişti Afife. Öyle ya bu malumatı kendince teyit etmeliydi. Bir müddet sonra çoktan çıkıp gitmişti daireden haseki sultan. Mihrimah Sultan ise bu hâle yalnızca sade bir tebessüm ile karşılık vermiş, kahvesini yudumlamaya kaldığı yerden devam etmişti.
*** Osmanlı Sarayı
Saray Koridoru
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
