İkdam

549 28 23
                                    

ERTESİ GÜN~

Payitaht

İncili Köşk

Günün ilk ışıklarıyla birlikte kendini Sırlar Köşkü'ne -İncili Köşk'e atmıştı, Nurbanu Sultan. Zira sadık neferlerinden biri olan Ferhad Ağa ile görüşecekti. Epeydir uzak kalmıştı zaten siyasetten. Gelini ve görümcesiyle yaşadığı kavgalardan fırsat olmamıştı ki hiç.

Ferhad Ağa:

" Hoş geldiniz, Sultanım. "

Nurbanu Sultan:

" Hoş buldum, Ferhad. Seni buraya olan bitenlerden haberdar olmak için çağırdım. Söyle bakalım, devlet ricalinde vaziyet nasıl? Eminim, divanda olup bitenlerden de haberin vardır senin. "

Paravanın sağ tarafından duvara yansıyan gölge kıpırdamıştı o an. Belli ki, Ferhad Ağa konuşmaya hazırlanıyordu.

 Belli ki, Ferhad Ağa konuşmaya hazırlanıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ferhad Ağa:

" Mâlumunuz damadınız veziriazam Sokullu Mehmed Paşa divanın mutlak kolu. Haliyle fitne ehline göz açtırmıyorlar. Hünkarımızı ve Şehzade Murad'a gelebilecek her türlü şer odaklarını mührünün gücüyle yok ediyor veyahut da uzaklaştırıyorlar. "

Gülümsemiş ve kırıştığını farkettiği mavi kaftanının eteklerini düzeltmişti, Nurbanu. Sonra da ince-kara kaşlarını kaldırarak sormak istediği asıl soruyu soruvermişti, ağaya.

Nurbanu Sultan:

" Peki, Yasef Nasi? İşittiğime göre hünkarımızı tesiri altına almış çoktan. Öyle ki, hünkarımıza yalnızca kıymetli mücevherler değil, siyasi mevzuları da getirir olmuş. "

Ferhad Ağa:

" Doğru işitmişsiniz, Sultanım. O Yahudi, devletimizin içine dek sızma arzusunda. İlaveten şimdiki hedefi ulema olsa gerek. Bilhare de Venedik aleyhine aklında bir oyunları olduğu aşikar. Zannımca Akdeniz üzerine bir sefer yapılmasını telkin edecektir. Zira onun çıkarlarına en münasibi böylesi gerek."

Öfkesinden kıpkızıl olmuştu, Sultan. Venedik... Onun doğduğu, havasını soluduğu, taşından, ekmeğinden faydalandığı memleketiydi. Her ne kadar Osmanlı Sultanı'nın karısı olmuş, hatta cihana nam salmış bir kraliçe olsa da zinhar özü olan topraklarına el sürdürtmek istemezdi, Nurbanu. İstemiyordu.

Nurbanu Sultan:

" Bir şekilde mani olacağız, Ferhad ya da o Nasi denilen tüccardan kurtulacağız. Venedik, zinhar Osmanlı mülkü olmamalı! Zira buna müsaade edemem! "

***

Osmanlı Sarayı

Leyla Sultan Dairesi

ŞEMS-ÜL HÂREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin