Gece
Osmanlı Sarayı
Safiye Sultan Dairesi
" Gidelim, Murad. Burada daha fazla kalmak istemiyorum. Hem, sen gelmeseydin eğer Nurbanu Sultan'ımız öldürecekti beni. Murad, korkuyorum. Çok korkuyorum. "
Tazecik bedenini sehzadesinin gövdesine dayamıştı, Safiye. Şimdi her ikisi de ayakta ve birbirlerine sımsıkı bir halde sarılıyorlardı.
Şehzade Murad:
" Korkma. Artık ben yanındayım. "
Bu kez de başını yasladığı şehzadenin can kafesinden, buğulanmış derya rengi gözlerini Murad'ın o kopkoyu kahve gözlerinde birleştirmişti, Safiye. Adeta bu haliyle küçük ve acınası bir çocuğa benziyordu.
Murad ise evvela sevgili hasekisinin alnından öpmüş, sonra da ellerinden tutarak usuldan yatağa doğru götürmüştü, Safiye'sini. Onu yerine yatırmış ve de üzerini örtmüştü. Şimdiyse yatağın bir ucuna oturup, bu güzeller güzeli Baffo Kızı'nın güneşi bile kıskandıracak denli canlılık ve sarılıktaki saçlarını okşamaya başlamıştı.
Safiye Sultan:
" Gitme. Bu gece seninle uyumak istiyorum."
Doğrusu Murad'ın da aklında bu vardı. Zira böylesine zor bir gece geçirmekte olan gözdesini yalnız bırakacak değildi. Bir müddet daha Safiye'yi seyrettikten sonra o da yatağın bir diğer kenarına uzanıvermişti.
Şehzade Murad:
" Üzülmeni istemiyorum. Ağlamanı da öyle..."
Şehzadenin bu sözleri üzerine sahtece bir gülümseme yerleştirmişti nar dudaklarına, Safiye. Sonra da kendini titrek mumların hevasına kaptırarak Murad'ın güçlü kolları arasına bırakıvermişti.
" Ah... Murad... "
***
Gece
Osmanlı Sarayı
Nurbanu Sultan Dairesi
" Vaktiyle yanına gittiğimiz, Perihan Hatun'un bahsettiği beni tahtımdan sallayacak olan Venedik rüzgarı, Safiye olmalı! Allah'ın cezası! Şayet evladımla arama girecek olursa... "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEMS-ÜL HÂRE
Historical FictionDillere destan güzelliği cesareti ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Venedikli Sofia. Manisa Sarayı'nda şehzadeye hediye edilen ve herkesi büyüleyen bir esir. Kanuni'nin torunu, Üçüncü Murat'ın önce gözdesi sonra eşi. Üçüncü Mehmet'in ann...