Aralara serpilmiş flashbacklerle Misaki'nin geçmişini tamamen bitiriyorum :') Tabi Mieko'nun da geçmişi araya giriyor bu sırada... Aslında Mieko'nun geçmişini anlatırken Misaki'ninki de giriyor olabilir... Neyse
''Her şey,'' dedi annem klasik bir cümleyle başlayarak. ''Göreve gitmeye karar verdiğim o zaman oldu.''
Üzerime doğru bir kunai geldi fakat kunai saniyeler içinde onlarca iğneye dönüştü. Rüzgarı kullanarak onları engelledim. Böyle konuşmak zor olacaktı.
Annem yine de devam etti. ''Görevim eskiden Uzushiogakure'nin olduğu yerin yakınlarında bulunan Uzumaki kampına yani Kiryu'ya gidip onları Konoha'yla anlaşmaya ikna etmekti. ''
''Babam bir Uzumaki mi?'' dedim ağzım şaşkınlıkla açılırken.
Annem gözlerini devirdi. ''Değil... Ve bunu öğrenmem tam altı ay aldı.''
Kafamı yana yatırdım ve ne demek istediğini anlamaya çalıştım. Annem taijutsu dövüşü için yakınlarıma geldi.
''Aslında bakarsan o beni Uzumaki olduğunu söyleyerek kandırdı!''
''Neden kulağa kötü biriymiş gibi geliyor?'' dedim annemin normal birini seçmeyeceğine iyice emin olduktan sonra.
''Kötü biri değildi. Kesinlikle... Sadece garip bir adamdı. Uzumaki kampına ilk gittiğimde herkesin saçı tıpkı Konoha'ya gelenler gibi kırmızıydı. Fakat aralarında sarı saçlı bir adam vardı. Üstelik gözleri de maviydi... Ona orada ne işi olduğunu sordum fakat bana Uzumaki olduğunu ve özelliklerini başka bir clandan olan babasından aldığını söyledi.''
''Tsunade-sama senin zeki olduğunu söylemişti.'' Aslında sarı saçlı, mavi gözlü Uzumakiler de pekala vardı. Takımımda... hemen dibimde. Ama annemle uğraşmak istiyordum.
Bu sefer kendi isteğiyle bir yumruk sallayınca ailedeki tüm kadın Senjular böyle mi diye düşündüm. ''Annene aptal mı diyorsun!''
''Hayır.''
''Öyle yüz ifadesiyle söyleme şunu!''
Homurdanıp tekrar sakinleşti. ''Uzumaki kampında iki hafta geçirdikten sonra onunla ilk uzun konuşmamı yapmıştım. Sıcak bir yaz gecesiydi. Kamp şelalenin yakınlarında olduğundan orada dinlenmek istemiştim. Sonra baban geldi.''
-Flashback-
Mieko bu insanları Konoha'ya götürmek yerine onlara burada bir yaşam alanı sunmak istiyordu. Burası Konoha'dan bin kat daha sakindi, daha güzeldi. Huzur doluydu. Konoha'nın iyi niyeti bir yana ayrıca Uzumaki'nin mühür ve çakra gücünü istiyorlardı.
Yavaşça ayaklarını ıslak çimene uzattı. Çizmelerini çıkarıp yorucu geçen günün ayaklarından akıp gitmesine izin verdi.
Dolunay hiçbir ışığa ihtiyaç duymadan her şeyi görebilmesine yarayacak kadar parlaktı. Burası gerçekten mükkemmel, diye düşündü tekrar.
Arkasında kalan ormandan hışırtılar gelince aniden arkasını döndü. Yaprakların arasından bir silüet ona yaklaştı. Bu tanıdık çakrayı biliyordu.
''Böyle arkadan yaklaşmamalısınız Ryozo-san.''
Adam elleri cebinde Mieko'ya yaklaştı. Dudaklarının tek bir yanı haififçe havaya kalktı. ''Üzgünüm.''
Mieko fırlattığı çizmeleri toplarladı ve adama yer açtı. Ama Ryozo onun açtığı yere oturmak yerine karşısındaki ufak kayalığın üzerine oturmuştu.
Mieko sinirlenip tekrar çizmelerini atmıştı. Kibarlık yapıyordu şurada değil mi? Ryozo onun bu haline güldü. Cebinden bir sigara çıkardı ve onu yaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman
FanfictionEğer 7. takımın bir üyesi daha olsa nasıl olurdu? ''Hokage-sama kararınıza sonuna kadar saygılıyım fakat Team 7 biraz şey... Naruto ve Sasuke zaten anlaşamıyor biliyorsunuz, ayrıca Sakura onları idare edebilecek biri değil. Üstelik Misaki... Yani bi...