Suiton Kullanıcısı

1.2K 85 38
                                    

''Bu iyiydi,'' dedi Kisame Akarui gözden kaybolunca. ''Fakat zamanında yetişemeyecekler.''

Haklıydı. Zamanında yetişemeyeceklerdi elbette. Akatsuki'yi yenmek için ya da beni kurtarmak için herhangi bir köyden, sıradan bir ninja getiremezlerdi. Ve Konaha buraya, Akarui'nin son hızıyla bile yaklaşık yarım gün, dönüşle birlikte bir gün kadar uzaktı ki bu sürede beni kızarmış tavuğa çevirirlerdi. Sadece Akarui ve benim bildiğimiz bir plan vardı. Hayır, bunu ona söylemedim elbette ama Akarui bana yardım getirecek zamanı olmadığını bilecek kadar zekiydi. Büyük ihtimalle bizimkileri güvenli bir yere bırakıp bana geri gelecekti. O gelene kadar idare edebilirdim... sanırım.

Belki vazgeçerler diye bakındım fakat Kisame savaş hazırlıklarına girmişti bile. Bunu kendime defalarca soracağım sanırım ama neden her seferinde tek kalan ben oluyorum!?

Zaten çoktan kınından çektiğim kılıcımın ucunu yerden kaldırdım. 

''İtachi-san, bu sefer bana bırak,'' dedi Kisame. Bu iyi haberdi sanırım. Hem sharingan ile uğraşmayacaktım hem de bire bir kapışacakım. 

İtachi başını salladı ve anında gözden kaybolup ilerideki kayalığın üstünde belirdi. Ve oraya oturdu.

Şimdi şöyle oluyor sanırım. Hadi diyelim Akarui gecikti ben de Kisame'yi yendim. Sırada İtachi vardı. Yani her türlü kaybediyorum. 

Kafamı iki yana salladım. Ne olacağını bilmeden direkt olarak sonum hakkında konuşmak saçmalıktı. Elimden geleni yapmalıydım.

Rakibim Samehada olunca kılıcımın mührünü çözdüm. Etrafa yayılan çakra hafif bir rüzgar oluşturmuştu. 

''İkimizde kılıç ustasıyız ha?'' dedi. Bu adam hep gülüyor mu diye merak ettim doğrusu.

''Arada tecrübe farkı var ama umarım o kadar belli olmaz.''

Gülümsemesi iyice genişledi. Bu adam ukala mıydı yoksa tam tersi miydi bilmiyorum. Sonuçta yaşının yarısı kadar biriyle dövüşüyordu ve nedense hiçte dalgaya almıyordu. Gerçi yaşım bir şey değiştirmezdi sanırım sonuçta İtachi clanını benim yaşlarımdayken katletti.

Bir anda ikimizde yerimizden fırladık. Kılıçlarımız tam çarpışacağı sırada kawarimi ile yer değiştirdim. O tam çakramı aldığını sandığı zaman bir kütük karşısına çıktı. Ağaçtan atlarken sırıtma sırası bendeydi.

''Samehada'nın nasıl bir kılıç olduğunu bilecek kadar bu işle ilgileniyorum,'' dedim. Sadece gülümsemeye devam etti.

''Bilmen ondan kaçabileceğin anlamına gelmez.''

Kaçıp kaçamayacağımı bende öğrenmek istiyordum. Hızla tekrar yanına gittim. Samehada'yı yerden savurdu. Kabzasına basıp Kisame'nin arkasına atladım. Sıra bendeydi. Tam kılıcımla onu kesmeyi planlıyordum ki arkasını döndüğünü hissedince kendimi geri çektim. Hal böyle olunca Samehada kolumu sıyırdı ve biraz çakrayı beraberinde götürdü. Kolumu sıktım ve biraz daha geriledim. 

Yakın dövüşte avantajım yoktu ama kılıcımın çakrası zaten çokta yakın olmamı gerektirmiyordu. Tek yapmam gereken Samehada'dan kurtulmaktı.

Bunu çok basit bir şeymiş gibi söyledim sanırım. Tekrar saldırdım bu sefer planım farklıydı. Kendim onun üstüne gittim. İkimizde birbirimize dokunamadan geri çekildim.

Aklıma bir fikir gelmişti ama zamana ihtiyacım vardı. Kage bunshinler onu oyalayamazdı. Savaşta olduğumuzu unutup ortada düşünürken ilk kez o saldırdı. Aslında tam olarak saldırdı diyemeyiz.

''Suiton: Bakusui Shouha.''

Ağzından bilmem ne kadar su çıkmış ortalığı göle çevirmişti bile. Doğru ya! Onun Suiton kullanıcısı olduğunu unutmuştum. Hemde en iyilerinden. Dalgınlıkla suyun içinde kalmıştım. Hemen yukarı yüzdüm. Yukarı bu kadar rahat çıkmama izin vermesi garip diye düşünürken uzaktan gelen şeyler dikattimi çekti. Balık gibiydiler... Biraz büyük bir balık türü olmalı. Köpek Balığı?

DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin