''Gitmelerine neden izin verdin Misaki-san?'' dedi Yuuna.
''Bir kaç serseriden başka bir şey değiller. Ayrıca odaklanmamız gereken şey başka,'' dedim ateşi söndürürken.
''Peki... İşkence hakkında söylenenler doğru mu?'' dedi Yasuhiko. Sesi hafif titremişti. Neden korkuyorsa... Şaka kaldıramayacağı için doğruyu söyledim.
''Aslında fiziksel olarak pek bir şey yapmadım. Sadece onlar gerçekten aptaldı. Nasıl o kadar büyük suçlar işlemiş adamların bu kadar duygusal olduklarını anlamıyorum. Hapishane onları bu hale getirmiş olmalı. İnanın bana ben bile korkmuştum.''
Hepsi meraklı gözlerle bana bakıyorlardı. Saniyeler içinde karşıma kuruldular.
''Lütfen anlat Misaki-sama!''
''-Sama?!'' Gözlerimi devirdim.
Kimlerle uğraşıyordum. Ama onlara anlatabilirdim sanırım.
O gün aklıma geldikçe cidden garip oluyordum.
-Flashback-
Üst düzey suçluları yakalamak cidden zor olmuştu. Neredeyse tüm iş bana kalmıştı ama başarmıştım. Önümde, bitkin bir halde oturan bir düzine adama bakıyordum. Kaçmamaları için hapishanede daha sıkı tedbirler alınmıştı. Gerçi kaçacak halleri var mıydı ilk onu sormak lazım. Hem çakra emen zincirler ile bağlıydılar. Yanımda iki gardiyanla birlikte onları sorgulamak için gelmiştik. Dışarıdan bu kaçma girişimi basit bir isyan olarak görülüyordu ama araştırmalarımız sonucu Patron dedikleri birinin emrinde olduklarını öğrenmiştik. Üstelik bu Patron denilen kişi aralarından biriydi.
''Evet, söyleyin bakalım Patron dediğiniz kişi kim?'' direkt konuya girmiştim. Hepsi şaşkınlıkla başlarını kaldırdılar. Bazıları aralarında fısıldaşıyordu.
''N-neden bahsediyosun?!'' dedi aralarından kırmızı saçlara sahip olan.
''İnkar mı edeceksiniz yani?'' Kılıcımın ucu yere sürtünürken bir o yana bir bu yana gidiyordum.
''İnkar etmiyoruz!'' diye atladı biri. ''Patron hayatımızı kurtaran kişi! Asla söylemeyiz kim olduğunu!''
Bu sefer onlar gibi yere oturdum ve bağdaş kurdum. Kılıcımın ucunu incelerken, ''Hepiniz en ağır suçları işlediniz. İhanet, cinayet... Her şey var. Ve siz bu kötü geçmişinizle aranızdan birinin sizi kurtarmak isteyecek kadar iyi olduğunu mu söylüyorsunuz? Bana kalırsa ya sizi kaçmak için kullanıyordu ya da kaçtıktan sonra kullanacaktı.''
''O böyle bir şey yapmaz! Bizi kışkırtmaya çalışma,'' gibi itirazlar yükselmeye başladı.
''Bizim özgürlüğümüz uğruna kendini feda edebilecek biri o!''
''Tamam tamam, sakin olun. Şöyle yapalım duygusal adamlar! Ya Patron çıkar kim olduğunu söyler ve biz sadece onu öldürürüz ya da kimse bir şey söylemez ve herkesi teker teker öldürürüz. Patronunuz adamlarının bir bir öldürülmesine göz yumacak mı bir bakalım.''
Bana alaycı bakışlar atarlarken yerimden kalktım ve kılıcımı bir tanesinin boğazına doğrulttum.
''Yapamayacağımı düşünüyorsanız bir tanenizi öldürmekle başlayabilirim,'' dedim. Kılıcımı boynundan çekip göğsüne doğrulttum. Hala eğleniyorlardı. Kılıç yavaş yavaş göğsünden içeri girip kan çıkmaya başlayınca sustular. İçeride bir tek adamın çığlığı duyuluyordu.
''Tamam dur!'' diye bağırıp çağırmaya başladılar. Durdum ve kılıcımı çektim. Adam geriye düştü. Ölmeyecekti ve bunu bir tek ben biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman
FanfictionEğer 7. takımın bir üyesi daha olsa nasıl olurdu? ''Hokage-sama kararınıza sonuna kadar saygılıyım fakat Team 7 biraz şey... Naruto ve Sasuke zaten anlaşamıyor biliyorsunuz, ayrıca Sakura onları idare edebilecek biri değil. Üstelik Misaki... Yani bi...