Misaki'nin kıyafetlerini nasıl araya sıkıştırayım diye düşündüm, biraz garip oldu ama idare edin :D Çünkü istediğim gibi bir resim bulamadım T-T Cidden tuhaf oldu :D Kendimi fic lerde kızın giydiği her şeyi markayla açıklayan yazarlar gibi hissediyorum...
Demek elemetini iyi bir şekilde kullanırsan bunlar oluyordu. Yerdeki koca çukura baktım. Naruto sadece bir kaç haftadır rüzgarla ilgileniyordu ve aldığı şu sonuçlara bak. Derin bir nefes aldım. Su konusundaki yeteneğimi boşa harcamamalıydım. Onun üzerinde çalışmaya başlasam iyi olacaktı.
Yamato-sensei'nin suratı biraz endişeliydi. Naruto daha tekniği tam anlamıyla tamamlamamıştı ama bizim Shikamarulara yardıma gitmemiz gerekiyordu.
''Zaman neredeyse doldu,'' dedim. Göreve çıkarken giydiğim kıyafetlerim yanımda olduğu için üzerimdeki kimonodan kurtulmalıydım. Eve gidecek zamanım olmadığı için çalışma alanının arkasındaki şelalelere doğru yol aldım. Bir kayalığın arkasına geçtim. Uzun çorap rahat olduğu için kırmızı yerine siyah olanı giydim. İki yanı açık eteğin altına şortumu giydim, ki bu da rahat etmek içindi. Bacağıma ufak çantayı bağlamaktan vazgeçip mühürleri yerleştirdim. Kunaileri ve shirukenleri buradan çıkartabilirdim. Siyah göğüs altında biten ve sadece tek kolu olan kazağı giydim. Alışkanlık olarak, her ne kadar geninler giymese de, yeşil ve normalin aksine o da göğüs hizamda biten Konoha hırkasını giydim. Tsunade-sama bazen beni diğer ülkelerle göreve gönderdiğinde nereden olduğum anlaşılsın diye bu yeşil hırkayı giymemi söylerdi. Ben de alışkanlık edinmiştim. Onunla rahat hissediyordum. Konoha bandını belime bağladım. Son olarak Ikari'yi yerine yerleştirdim ve saçlarımı topladım. Kıyafetlerimi çıkışta Chuninlere bırakırdım. Geri döndüğümde diğerleri de hazır gibiydiler.
''Yola çıkalım,'' dedi Yamato-sensei.
Naruto ile aynı anda onayladıktan sonra Hidan ve Kakuzu için yola çıktık.
***
''Kakashi-sensei!'' diye ona doğru koştum. Bu kadar hırpalanması Akatsuki'nin nasıl bir örgüt olduğunu gösteriyordu. ''İyi msisiniz?'' dedim diğerlerine de bakarak. Hepsi onayladılar.
''Ama şu Kakuzu denen herif...''
Önümüzdeki garip yaratık... Demek Kakuzu o. Onu görünce artık İtachi'nin Akatsuki'nin en normal görünüşlü üyesi olduğunu düşünüyordum...
''Onu halledeceğim,'' dedi Naruto ve anında atıldı. Kafamı iki yana salladım ve kollarımı göğsümde birleştirdim. ''Hiç aklıllanmıyor, hep kendini atıyor ortaya.''
''Bunu sen mi söylüyorsun?'' dedi Kakashi-sensei. Bir süre bakıştık.
''Tamam ya...''
''Ona yardım etmeliyiz,'' dedi Yamato-sensei. Aslında görevimiz gerçekten ona yardım etmekti. Dövüşü tamamlayabilirdi.
Naruto sürekli denemeye devam ederken adamın orasından burasından çıkardığı garip şeyleri kesiyordum. Yamato-sensei de tahtalarıyla yardım ediyordu. Ama Naruto iki kere başarısız olmuştu zaten.
Şimdi bir planı var gibi görünüyordu. Kakashi-sensei'nin emriyle geri çekildim. Naruto bir şeyler düşünüyordu. Bu belliydi. Bir kaç kage bunshin çıkardı ve tekrar üzerine gitti. Neden daha demin işe yaramamış şeyi bir daha denediğini merakla izledim ve sonunda anladım. Rasen Shiruken, Akatsuki üyesiyle buluşurken, ''Yere yatın!'' diye bir ses duyuldu. Bunu zaten biliyordum ama bende şokun etkisiyle unutmuştum. Jutsudan yayılan dalga sert bir rüzgar gibi yüzümüze çarptı. Kolumu gözlerimi siper ettim. Bir diğer şok dalgası gelince bitmişti.
Hemen kıpırdayamayan Naruto'nun yanına koştuk. Choji ve ben onu kaldırırken, İno sırtından tarafa geçmişti.
''Öyle tutun,'' dedi ve tıbbi jutsusunu kullanmaya başladı. ''Şu an sadece ilk yardım yapabilirim.''
Dikkatle, Naruto'yu iyileştirmeye odaklandı.
''Bu tekniğin fazla zararı var gibi,'' dedim. Ama kimse beni duymadı. Zaten duysunlar diye söylememiştim.
Kakashi-sensei Kakuzu denen adamı gerçekten öldürdüğünde Konoha'ya gitmeye hazırlandık. Ondan önce İno, yaralı olanlara ilk yardım uygulamıştı ve bu yüzden şimdi oldukça bitkindi. Kolunu omzuma attım ve ona Konoha'ya kadar böyle eşlik ettim.
***
''Diğer yaraların önemli değil, asıl sorun kolun,'' dedi Sakura elindeki rapora bakarken. Bende eğilip Naruto'nun koluna baktım. Evet, pek iyi görünmüyordu ama o kadar da kötü değildi.
''Bir çok yerden çatlamış ve eziklerle dolu,'' dedi.
''Ben çabuk iyileşirim biliyorsun Sakura-chan.''
Sakura elindeki raporu kafasına vurdu. ''Konu o değil! Bu jutsuyu her yaptığında bu olacak anlamına geliyor.'' Sakura sıkıntıyla iç çekti. Demek istediğini anlıyordum sanırım.
Kapı çalındığında hepimiz dikkatimizi oraya verdik. İçeri bir ninja girdi.
''Senju Misaki,'' dedi.
''Benim.'' Kaşlarım şüpheyle çatıldı.
''Tsunade-sama sizi görmek istiyor,'' dedi.
''Tamam, geliyorum.'' Adam dışarı çıktığında Sakura endişeyle bakıyordu.
''Misaki...''
''Sorun değil, ne olduğunu anlarız,'' dedim.
Naruto aklı karışmış bir şekilde baktı. ''Neden gizemli konuşuyorsunuz. Tsunade-sama çağırmış işte.''
Ben odadan çıkarken Sakura, Naruto'ya aptal olduğunu söylüyordu. Odadan çıktığımda adam duvara yaslanmış beni bekliyordu.
''Çıkalım,'' dedi.
Hastanenin arka kapısından çıktık. Burada kimse yoktu.
''Anbu'nun benimle ne işi var?'' diye sordum. Adam iki parmağını önünde birleştirdi ve hafif bir duman oluştu. Duman dindiğinde önümde maskeli bir Anbu duruyordu.
''Danzou-sama sizi görmek istiyor.''
''Danzou?'' diye fısıldadım kendi kendime. Adama güvenip güvenemeyeceğimi bilmiyordum ama bir şeyler beni içine çekiyordu. Heyecanla birlikte korku vücudumu sardı.
''Benden ne istiyorsunuz?''
''Bunu açıklamaya yetkim yok. Lütfen gelin,'' dedi maskesinin ardından boğuk çıkan sesiyle.
''Tamam, geliyorum.''
***
Misaki'nin kimonosu. Çok sexy değil mi dgdfgdf Evet.. Bir Erza hayranıyım :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman
FanfictionEğer 7. takımın bir üyesi daha olsa nasıl olurdu? ''Hokage-sama kararınıza sonuna kadar saygılıyım fakat Team 7 biraz şey... Naruto ve Sasuke zaten anlaşamıyor biliyorsunuz, ayrıca Sakura onları idare edebilecek biri değil. Üstelik Misaki... Yani bi...