Koz

677 63 30
                                    

Dışarıdan gören biri için ikimiz boş boş durmuş birbirimize bakıyorduk belki ama gerçek öyle değildi. Bir genjutsu savaşındayız diyebilirdik. Ya da savaştan çok Sasuke'nin gözüm hakkındaki gerçekleri öğrenmesi... Görüntüler hızla etrafımızdan geçti ve sonunda yıkık dökük binaya, yani olduğumuz yere geri döndük. Bakışları eskisi gibi sert değildi.

Ama bu haksızlıktı. Onun benim hakkımdaki her şeyi rahatça öğrenip benim hiçbir şey yapamamam. 

Ortalıkta safça duruşum önümden mavi bir şeyin Sasuke'ye uçmasıyla bozuldu. Geri çekildim. Raikage'nin şakası yoktu. Ama sanırım onunla Sasuke başa çıkabilirdi. Bulmam gereken kaçak bir Hokage vardı. Ah, ne dert ama!

Hızla Gaara'ya döndüm. 

''Ben Danzou'yu bulmaya gidiyorum. Korkak herif gitti. Haberin olsun.''

Daha cevap vermesine kalmadan altımda Akarui yarık tavandan göğe yükselmiştim. Anında yağmur yağdırmaya başladım. Bu en güvenilir yöntemdi.

Zaten kar yağışı da fazla olduğundan dert olmadı. Yaklaşık 5 km ötedeydiler. Ama oldukça hızlıydılar. Gerçi Akarui ile dert değildi.

''Kızım saat 12 yönüne. Yaklaşık 5 km.''

Sözlerim biter bitmez büyük hızla yolumuza koyulduk. Soğuk havanın yanında birde hızımız, rüzgarın yüzümü ve açıkta kalan diğer her yerimi bıçak gibi kesmesine sebep oluyordu. O sırada aklıma Kyuubi'nin çakrası geldi. Bittiğine inanamıyordum. 

Hala açıkta olan gözümü kıstım. Gerçekten de işte oradalar. Biz ilerledikçe hava açmaya başladı ve sonunda Danzou'yla karşılaştım. Akarui ile tam önüne indim.

''Bir yere mi gidiyordunuz?'' Yüzümde alaycı bir gülümseme olsa da çok sinirliydim.

Sadece bir bakış attı.

''Raporumdan sonra artık hokage olabileceğini sanmıyorum.''

''Seni mi dinleyecekler?''

''Aynı soruyu sana yöneltiyorum. Pis işleri yapan bir adama mı güvenecekler. Üstelik, tüm kagelerin orada olduğunu unutuyor musun?''

Kaşları çatıldı ve doğruldu.

''Tüm bu işlere neden burnunu skouyorsun?'' dedi.

''Ben maceracı bir kızım,'' dediğimde benimle birlikte o da gülümsedi.

''Ama bu bir masal değil,'' dedi ciddileşirken. ''Ve senin sonun iyi bitmeyecek.''

''Benim sonum iyi bitmeyecekse, bundan önce,'' Kılıcımı çıkardım. ''Öldüğünden emin olurum.''

Üstüne atıldığımda hızlı hareketlerle kaçmaya çalıştı. 

''Hadi şu sargıların altını görelim,'' dediğim anda gözündeki sargıyı kesmiştim bile. Karşımda duran Sharingan'a şaşırmamıştım.

''Bu da Anbu kayıtlarındaki o kadar Sharingan bilgisinin neden olduğunu açıklıyor.'' 

Kılıcımı rüzgar elementiyle kaplayıp devam ettim. 

''Sen iğrenç bir herifsin!''

''Daha hiçbir şey görmemiş ufak bir çocuksun sende. Buna iğrenç mi diyorsun? Neden. Uchihalar lanetli soylar... Onların her şeyi yanlış. Doğru olan tek şeyleri Sharinganları.''

Tepemi attırıyordu bu herif.

Aşağısı suydu. Su da daha avantajlıydım. Uzun zamandır kullanmadığım elementimle ona biraz şov yapabilirdim ama bundan önce aşağı inmemiz gerekiyordu. Köprüyü yıkmaya karar verdiğimde öncelikle Danzou'nun yaptığı genjutsunun işe yaramadığını ona olan küçümseyici bakışlarımla gösterdim.

''Bunun etkili olmasını nasıl beklersin? O göze sahipsin diye kendini bir Uchiha olarak mı görüyorsun?'' Alaylı ifademi bir kenara bırakıp kılıcımı tekrar salladım.

''Bunu senden mi duyacağım?''

''Hiçbir zaman kendimi bir Uchiha olarak görmedim. Bu göz bir hediye. Ve bana yardımcı olması için var. Onu taşımaktan gurur duyuyorum. Diğerlerinin değişiyle lanetli klanının, Uchiha'nın Sharinganını taşımak bir onurdur.''

Geri çekilip soluklandığımda bakışlarım Danzou'nun arkasındaki şahsa takılmıştı. Savaşla uğraşırken onu fark etmemiş miydim yoksa buraya daha değişik yollardan mı gelmişti?

 Beni süzdü. ''Söylediklerin çelişiyor.''

Sadece omuz silktim. Gözlerim Sasuke'deydi ama daha çok geri de bizi izleyen adamı düşünüyordum. Tobi... İç çektim. Tehlikedeydim. 

''Şimdi geri çekil ve buna karışma,'' dedi Sasuke kibirli bir edayla.

''Danzou ile ne işin var?'' diye sordum.

''Bu beni ilgilendirir.''

Durum değerlendirmesi. 

Acilen.

Sasuke'ye bırakırsam Danzou'yu öldürür mü? Belki. Sonuçta beş kagenin olduğu yerden kaçtı. Ama neden böyle bir şey yapıyor ki? Danzou'nun pis geçmişinin arkasında Uchihalar ile ilgili anılar olduğu belli. Belki bunları öğrenmiştir. Emin olduğum tek şey ise... 

Tobi'ye baktım. Onu görmemden en ufak rahatsızlık duymuyordu.

Emin olduğum tek şey, her şeyin bu adamın başının altından çıkıyor oluşuydu.

Sasuke Danzou'ya yaklaştıkça ne yapacağımı kestirmem güçleşiyordu.

Danzou Tobi'yi fark etmiş görünmüyordu ama yine de Sasuke ile gireceği bir mücadelenin yararına olmayacağını düşünüyor gibiydi. Hem ondan kaçmıştı değil mi?

Danzou bir an öne adım attı. 

''Uchiha Sasuke. Bir Akatsuki üyesisin artık. Neden peşimdesin?''

Sasuke'nin çenesi gerildi. ''Bunu sen daha iyi biliyorsun.''

Ne hakkında konuşuyorlar?

''Sen bitkinsin ve ben savaşmak istemiyorum. Bu dövüş ikimiz için de anlamsız.''

Danzou... Zavallı adam. Sasuke'yi Akatsuki üyesi olarak düşünüyor ve onu ikna etmeye çalışıyor. O bir ergen ve ne dersen de durmayacak. 

Sasuke tek kaşını kaldırdı. Suratı ifadesizdi. 

Uchihalar ile ilgili bir şeyler, Akatsuki ile ilgili bir şeyler... En olmadık Konoha ile ilgili bir şeyler duymayı planlarken, bu konuşmaya konu olmasını en son beklediğim şey kendi ismimdi.

''Akatsuki'nin sayısı azaldı. Üstelik beş kageye karşı geldiniz. Ortalığın kızışması an meselesi. Güvence kaynağınızın kuyruklular olduğunu düşünürsek, sana bir önerim var. Senju Misaki... Mühür konusunda başınıza bela olacak. Özellikle de Kyuubi için geldiğinizde. Onun karşılığında bu dövüş olmayacak.

Benim karşılığımda mı? Beni kim ister ki!?

DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin