Nefret

797 68 8
                                    

''Demek annen.''

''Onu nereden tanıyorsun?''

''Bunu söylemek zorunda mıyım?'' 

''Elbette değilsin.''

Birbirimize bakışlarımızı sürdürürken Sakura'nın seslenişiyle o yöne döndüm. 

''O cidden garip. Vücudu kağıttan! Üstelik Painler ile alakası ne çözemedik.''

''Senin burada ne işin var!?''

''Ne demek ne işim var!?'' diye bağırmama karşılık verdi. 

''Ne zamandan beri tıbbi ninjalar ön cephelerde savaşıyor? Size bir şey olursa ne olacak? Gidin,'' dedim İno ve Sakura'ya. ''Burayı TenTen, ben ve Hinata hallederiz.''

Sıkıntılı görünüyordu. ''Emin misiniz?''

''Ah, cidden. Ne zannediyor bu kız bizi? Yenilirsek bile bu sen olmadığın için olmaz. Hadi gidin.''

Sonunda onayladılar ve gözden kayboldular. Bu kadın kağıtlarla jutsu yapıyorsa, bu savaşta Akarui ile olduğum sürece ve katon kullanabildiğim sürece avantajlıydım. Ama bir şeyi unutmamam gerekiyordu. Bu kadın bir Akatsuki üyesiydi. Onu öylesine almış olamazlardı. Yani her ateş kullanan elbette onu yenemezdi. Ama onun neler yapabileceğini kendi gözlerimle görmeliydim. Umarım gözümü açmak zorunda kalmam.

Yazarın Açısından

Konan, onu görünce şaşırmıştı ama daha dikkatli bakınca aslında o kadar da benzemediklerini fark etti. Ama yine de anne-kız oldukları oldukça belliydi.

Asıl önemli kısım onun Mieko'nun kızı olması değildi. Önemli olan onun ikincinin soyundan gelmesiydi ve Tobi'nin dikkatini çekmiş olmasıydı. Daha önce Kisame ile savaşmıştı. Ve ondan üstün gelmişti. Üstelik kapalı olan gözünde henüz açtığı Sharingan vardı. Dikkatli olunması gereken bir rakipti. Misaki'nin şimdiden plan yapmaya başladığını anlamıştı Konan. Mühürler hakkındaki garip yeteneği yüzünden oldukça ilgi çekici bir kızdı. 

Annesine benzeyen özelliklerinden birisi zekasıydı. Mieko-san'ın hayatına bedel olmuş zekası, diye düşündü mor saçlı kadın. Onu Jiraiya-sensei'nin yanında savaşta görmüştü. Hatta Konan'ı güzelliği hakkında övmüştü bile. Daha sonra görüşmemişlerdi. O da diğer sanninler gibi Konoha'ya dönmüştü. Ve daha sonra binlerce kişinin canını alan o olayın sorumlusu ilan edilmişti. Konan nasıl bir hata yaptığını bilmiyordu ama onun için üzülmüştü. Demek bir kızı vardı. 

''Artık başlayalım,'' dedi Misaki. ''Yapmam gereken şey ağzından bilgi almak. Ama bu oldukça zor görünüyor.''

Konan bir şey söylemedi. Bir anda elini onlara yöneltti ve yüzlerce kağıt, bir mermi misali kızları hedefledi.

Hinata savuşturdu. TenTen geri çekilmek zorunda kaldı. Misaki ise Akarui'nin sırtına atladı ve alevler sayesinde kurtuldu.

''Yardım ekibi geliyor Misaki-san,'' dedi Hinata. 

Nedense en düşük seviyeye sahip  olmasına -genin- rağmen Misaki bir anda kaptan olmuş gibiydi. Konan gülümsedi. 

''Anladım.'' Misaki cevap verdi. ''Ama görünen o ki bu kadın ölecek olsa bile bize hiçbir şey anlatmaz. Ve bence painler gibi öldürülünce dirilen bir şey değil. Yani demek istediğim onlardan ayrı.''

''Ama diğer ihtimali göz önünde bulunduramaz mıyız?''' dedi TenTen nefes nefese. 

Misaki onu göz ucuyla süzdü. ''Evet, bulundurabiliriz belki. Bu yüzden TenTen bizim için Tsunade-sama'ya kim ile dövüştüğümüzü anlatır mısın?''

DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin