Lanet Açığa Çıkıyor

1.5K 106 22
                                    

Naruto'nun sesiyle gözlerimi açtım. Çadırda bir tek ben vardım ve hava çoktan aydınlanmıştı. Herkes dışarıda toparlanmakla meşguldü. Dün Sasuke'ye söylediklerim aklıma gelince kendimi boğmak istedim ama yapacak bir şey yoktu. 

''Misaki! Hadi gidiyoruz. Gel ve yemek ye yoksa seninkileri ben yiyeceğim.'' Naruto sevimlice gülümsedi.

''Geliyorum.'' Yerimden doğruldum ve dışarı çıktım. 

''Sasuke nerede?'' İlk sorduğum soru bu olmamalıydı. Çok fazla pot kırıyordum. 

Sakura bana her zamankinden daha kötü bakıyordu. Onunla İno gibi bir ilişkimiz olmadığına seviniyordum. Açıkçası ağzına gelen her şeyi söylemesini istemezdim.

''Sana da günaydın Misaki-san,'' dedi tüm soğukluğuyla. Bu kızın nesi var? Sasuke ve beni gördü değil mi? Hadi ama bu kızın suratını ne kadar çekecektim?

Kakashi-sensei gülümseyerek yanıma geldi ve kulağıma fısıldadı, ''Sakura bugün biraz erken uyandı, o yüzden sinirleri bozuk. Alttan al lütfen.''

Bu imalı cümlenin çevirisini yapayım 'Sakura erken kalktı ve sizi gördü. Bu yüzden yanına yaklaşma.'

Derin bir nefes aldım. Uğraşmak zorunda olduğum çok şey vardı.

Sonunda Sasuke bize katıldığında bir gariplik olduğunu anlamıştım. Yüzü biraz solgun gözüküyordu. Üstelik terlemişti de. Gözlerim hemen mührüne kaydı. Siyah berelerin etrafı kızarıktı.

Dikkatlice baktığımı görünce yakalarından çekiştirip onu kapattı. Meraklı gözlerim onunkilerle buluştu ama kafasını çevirmeyi seçti.

''Hadi gitmiyor muyuz?'' diye sordu. Ben ise hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir fırsatını bulup sormalıydım.

Toparlanıp yola çıkmıştık bile. Sasuke bir türlü yalnız kalmıyordu. Meraktan içim içimi yerken ne olabileceğini düşündüm. 

Mühür etkinleşmeye mi başlamıştı? Durduk yere olmazdı değil mi? Kakashi-sensei'nin mührü zayıflıyor olabilirdi ama bu da kesin bir şey değildi.

Ben okuduklarımı düşünürken bir anda önümde duran Naruto'ya çarpmıştım. Burnumu ovuştururken ne olduğuna bakmak için kafamı Naruto'nun sırtından yana doğru uzattım. Anlaşılan Naruto'nun durmasının sebebi Kakashi-sensei'nin işaretiymiş. Dikkatlice etrafa bakıyordu. Anlaşılan bir şeyler sezmişti. Ben ise Sasuke ile çok meşguldüm.

''Bir görevdeyiz. Kafanı başka şeylere yorma,'' dedi yanıma gelen Sasuke. 

''Mührüne ne oldu?'' diye sordum. Fırsat bu fırsattı.

''Önemli bir şey değil. Sadece görevine odaklan,'' dedikten sonra Kakashi-sensei'nin yanına gitti.

Sanırım haklıydı. Şimdilik şu görevi atlatmayı bekleyecektim. 

Sonunda Kakashi-sensei, ''Geliyorlar,'' dediğinde kılıcımı kınından çıkarmıştım. Ama beklediğimizin aksine ilk gelen shinobiler değil sis bombası olmuştu. Elimi, sanki dumanı dağıtmaya yarayacakmış gibi önümde sallıyordum. Verilecek emirleri beklemek bende çok isterdim ama konu dövüşe gelince sabırsız bir insandım. Yanımdan hızlıca geçen çakrayı hisseder hissetmez önümdeki dala atlamış ve onu takip etmeye başlamıştım.

''Misaki!'' 

Bana seslenmelerini duymamazlıktan geldim ve devam ettim. Önümü göremediğimden arada düşecek gibi oluyordum. Dumandan çıktığımızda tamamen siyaha bürünmüş shinobiyi gördüm. Arada arkasına bakıyor ve koşmaya devam ediyordu. Aramızdaki mesafe bir türlü kapanmıyordu. Üstelik arkada başka ninjanın çakrasını sezmeye başlamıştım. Ama benim için gelmiyorlardı. Takım arkadaşlarım onları helledebilirdi. Bana kalan ise bu ninjaydı.

DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin