Konoha'nın kapısı göründüğünde derin bir nefes aldım. Sonunda varmıştım. Gözümdeki sargıyı biraz daha sağlamlaştırdım. Onu kapatmamak benim bittiğim anlamına geliyordu. Bir şey ancak bu kadar çakra yiyebilirdi. Şimdi Kakashi-sensei'yi anlıyordum.
Adımlarımı yavaş bir biçimde köye doğru attım. Chuninlerden biri tam içeri girecekken beni durdurdu.
''Ne oldu?'' diye sordum.
''Yaşıyorsunuz!'' dedi bir tanesi. Çok güzel, eğer ikisi bile benim öldüğümü düşünüyorsa... Kendime gelmek için kafamı iki yana salladım. Chuninlere bakıp güldüm ve içeri girdim. Hokageliğe doğru yürümeye başladım. Binanın yoluna girdiğimde Tsunade-sama'yı gördüm. Bu biraz şaşırtıcıydı. Onun binadan çıkması yani. Aslında çıkıyordu ama bunu genellikle kaçamak için yapıyordu. Arkası dönükken birden kafasını bana çevirdi. Yanında Naruto, Sakura ve Shizune-san vardı. Tsunade-sama her zamankinden farklı bakıyordu. İşte o zaman ne olduğunu anladım. Aslında gülümseyip 'Ben döndüm' demeyi planlıyordum ama bunu yapamazdım. Adımlarım yavaş yavaş onlara ulaştı. Tsunade-sama'nın gözleri sinirli değildi. Daha farklıydı. Ve sonunda beklediğim şey geldi. Yanağımda hissettiğim acıyla ağzımdaki kanın tadını almam bir olmuştu. Başım yana savrulmuştu. Sakura geldi ilk gözlerimin önüne, iki eliyle ağzını kapatmış şakınca bakıyordu. Shizune-san'ın da ondan farkı yoktu. Naruto çoktan yanımızda bitmişti. Önümde dikilmiş ve kollarını iki yana açmıştı.
Yerimden hafifçe doğruldum.
''Çekil Naruto,'' dedi Tsunade-sama. Sesi sanki bizi hiç tanımıyormuş gibiydi. Bir düşmana kullandığı ses tonu gibi.
''Üzgünüm Tsunade-baasan,'' dedi yerinden ayrılmamaya kararlıyken.
Doğruldum ve Naruto'nun kolundan tuttum. ''Teşekkür ederim ama lütfen karışma,'' dedim. Dudağımın kenarına bakınca elimle kanı sildim.
''Misaki-''
''Lütfen Naruto.''
Naruto'yu olay yerinden çıkaran Sakura'ydı. Şimdi bal rengi gözlerle karşı karşıyaydım.
''Gözünü mü kaybettin,'' dedi ses tonunda merhamet duygusu olmadan.
''Pek öyle değil.''
''Kafana göre hareket etmeyi bırakmayacaksan Konoha ninjası olmayı bırak. Sana tolerans göstermeyeceğim artık.''
Bu kadarını bende beklemiyordum. Ya da bekliyor muydum? Kalbimdeki bu acı da neydi? Bu acının sebebi Tsunade-sama'yı bir hokageden çok... evet, onu bir hokageden çok büyük annem gibi görmemdi. Her zaman bana kızan ve sonunda affeden. Ama öyle değildi. O yaşadığım köyün başıydı. Bana emirler veren kişiydi. Benim gerçekleştirmek zorunda olduğum emirler... Peki neden böyle üzgün hissediyordum? Böyle parçalanmış.
Dizlerimin üzerine çöktüm ve başımı yere eğdim.
''Ü-üzgünüm Tsunade-sama.''
Kafamı yerden kaldırmadım.
''Sadece üzgün olmakla çözülmez. Eğer bir daha kafana göre hareket edersen ya bu köyde normal insanlar gibi yaşarsın ya da gider başka bir yerde ninja olursun.''
Uzaklaşan ayak seslerini duydum. Her şey gayet açıktı benim için.
Omzumda bir el hissedince başımı kaldırdım.
''Gidelim.''
Naruto beni kolumdan tutup kaldırdı. Yol boyunca hiçbir şey konuşmadan onun evinin olduğu binaya geldik. Çatısında rahat edeceğimiz için oraya geçtik ve kurulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman
FanfictionEğer 7. takımın bir üyesi daha olsa nasıl olurdu? ''Hokage-sama kararınıza sonuna kadar saygılıyım fakat Team 7 biraz şey... Naruto ve Sasuke zaten anlaşamıyor biliyorsunuz, ayrıca Sakura onları idare edebilecek biri değil. Üstelik Misaki... Yani bi...