Savaş Hazırlıkları Başlasın

744 52 20
                                    

Aşikar olduğum pencereden Konoha'ya bakarken derin bir iç çektim. İnsanlar ahat bir şekilde sokaklarda geziyor, alış-veriş yapıyorlardı. Hava sıcak ve huzurluydu. Sanki savaşa aylar kalmamıştı, binlerce kişiyi kaybetmeyecekti ve hatta belki ninja dünyası büyük bir yenilgi almayacaktı. Herkes oldukça mutlu görünüyordu. Hep böyle kalmalarını isterdim. Ama maalesef bu imkansızdı.

Hokage koltuğunda oturan Kakashi-sensei'ye döndüm.

''Bu görevi sana vermelerinden hala rahatsız olduğunu söyleme,'' dedim.

Sıkılmış gözlerle bana baktı. Güldüm. Açıkçası senseiyle benzediğimizi düşünüyordum.

''Bunu istemezsende yapmak zorundasın, biliyorsun değil mi?''

''Elbette,'' dedi. ''Savaş kapımızda ve ben bu zamanda hokage oldum.''

Ufak bir kahkaha attım. Ama haklıydı. Bir anda köyün başına geçmişti ve şimdi beş ulus birleşip Akatsuki'ye karşı savaşıyordu. Askıda olan koluma rahatsızca kıpırdattım. 

''Kolun nasıl?'' dedi sensei.

''Biraz daha iyi. Sakura bu kadar çok uğraştığı için minnettarım. Ama her zaman eğer Tsunade-sama olsaydı daha iyi olurdu deyip duruyor.''

Açıkçası Tsunade-sama'nın tekrar kendine gelip bana kızması için bu kolu seve seve feda ederdim. 

Ani bir şekilde kapı açılınca korktum ve kimin geldiğine baktım.

''Shizune?'' dedi Kakashi-sensei.

''Tsunade-sama,'' dedi nefes nefese. Korkudan ellerim buz gibi oldu. Ne olmuştu? ''Kendine geldi!''

''Ne!?'' diye bağırmama kalmadan kapıdan fırlayıp onun yattığı odaya doğru koşmaya başladım. 

Kapıyı içeride neler olduğunu düşünmeden aniden açtım. Kendimi karşımdaki sarı saçlı ve deli gibi yemek yiyen kadının boynuna attım.

''Mi-misaki nefes alamıyorum.'' 

''Tsunade-sama!'' dedim ağlamaklı ses tonumda. Sonunda pes edip eliyle sırtımı patpatlamaya başladı. 

''Ben iyiyim,'' dedi gülümsediği belli olan ses tonunda. Kısa bir süre daha sarıldıktan sonra geri çekildik. Gözlerim dolmuştu. Gerçi diğer gözüm sargılı olduğundan belli olmuyordu. 

''Gerçekten iyisin!'' dedim. 

''Ama sen öyle değilsin.'' İlk önce gözümdeki sargılara dikkatlice baktı ve sonra koluma yöneldi. 

''Bunlar da ne?''

''Kendimi biraz yıprattım,'' dedim dil çıkarırken. Bu sırada Shizune-san elinde yemeklerle içeri girmişti ve Tsunade-sama'nın önündekilere ilave etmişti. 

''Dua et ikimizde iyi durumda değiliz yoksa seni döverdim!''

''Dövebilirsin!'' dedim ve yine sarıldım.

''Aptal,'' dediğini duydum. Biraz daha sarıldık ve yine geri çekildim.

''İyice dinlen.''

''Tabiki de! Kim bilir ne hale getirmişsinizdir ortalığı!''

Güldüm ve dışarı çıktım. Bugün güzel bir gündü.

***

Shikamaru ile babasının yanında savaştaki taktikler ve cepheler hakkında bilgi alıyorduk. Benim burada olma sebebim ise lanet olası bir şekilde savaşa direkt olarak katılamayacak olmamdı. Ama her nasılsa savaş taktikleri hakkında konuşmak ve biraz zeka yürütmekte eğlenceliydi. 

DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin