22

572 35 136
                                    

Save Your Tears, The Weeknd

****

Bilinmezliğin ayak sesleri
Birinin isli kesik nefesleri
Sorgulatıcı ve dikkat çekici
Yandı ateş, sardı his zelzelesi

****

Bitmiş miydi? Hayat kartları adil oynamıyordu. Kaçmaya çalıştığım şeyleri direkt gözümün önüne getiriyordu. Etkisi uzun süreler sonra ortaya çıkan gizli bir beyin kanaması gibiydi. Ara sıra baş ağrısı yapıyordu ama sonu ölümle bitiyordu. Kabuğuma çekiliyordum. Ben bu değildim, çizdiğim umursamaz kız imajı doğru değildi. Ben hayatım boyunca kaçmıştım. O gerçekten, babamdan ve anılarımdan. Sanki bütün anılarımı bir odada topladıktan sonra o odayı ateşe vereceğim sırada elimdeki kibrit üstüme düşmüştü, yanıyordum.

"Bir yere gitmeliyim." dedim kısık çıkan sesimle. Kalbim acı içinde gitmememi haykırıyordu ama bilmek istiyordum. Bir işaret bulmak istiyordum. Gece yatağa huzurlu yatmak istiyordum. Kaosu hayatıma hiçbir zaman ben getirmemiştim. Benim hayatım annem öldüğünden beri zelzelelere ev sahipliği yapıyordu.

"Bir şey mi oldu?" Alkan oturduğu yerden kalkıp yanıma geldiğinde dolan gözlerimi fark etmişti. Öylece beni izlerken "Cevaplara ulaşmam gerek. Gizlice gitmeliyim." dedim sakince. Sakindim fakat her nefes alışımda ciğerlerim acıyordu. Alkan bileklerimi tuttu ve şakaklarıma bastırdığım avuçlarımı indirdi. Bakışları son derece kararlı bir adam izlenimi veriyordu.

"Beraber gideceğiz. Hazırlan çıkalım." İndirdiği ellerimi güven verir gibi sıktıktan sonra kalkındığında arkasından kalkıp beni götürdüğü odaya gittim, içeri girdiğim gibi kapıyı kapattım ve kapıya yaslanıp derin derin nefesler aldım. Güm güm güm, kalbim çok şiddetli atıyordu. Neyse ki dersimi çok iyi almıştım, hata yapmam çok yakınken hatanın kıyısından dönmüştüm. Babamın bir şey bıraktığını düşünüyordum. Muhtemelen bir nottu geçmişten. Son derece kaybolmuş hissediyordum, birazdan kendimi bulacaktım.

Odadaki dolapları ve çekmeceleri teker teker aradım, bunu sessizce yapmaya çalışıyordum. Bir çekmeceden not defteri ve tükenmez kalem bulduğumda komodinin yanına eğildim ve çizgisiz bot defterinden bir parça kopardım. İçine başka birinin ağzından sözler yazdım, benden dilediği özrü yazarken içim gitmişti fakat bunu yapmam şarttı. Rahat değildim, bir şeyleri hissediyordum. Emin olmalıydım, yoksa zihnimdeki iblisleri susturamazdım.

Notu yazdıktan sonra yıpranmış gözükmesi için banyoya gidip üstüne birkaç damla su damlatım, üstümde hala evde giydiğim eşofmanlarım vardı ve bundan şikayetçi değildim. Eşofmanımın derin cebine notu attım ve banyonun aynasındaki yüzüme baktım. İfadem karışıktı, saçlarım dolaşmış ve kabarmıştı. Vampirlerinkine benzer derecede kızıl kahve gözlerim yorgun bakıyordu. Anlamsızdı, o şerefsizlerin çabası anlamsızdı. Ne olursa olsun çok anlamsızdı..

Yüzümü yıkayıp kuruladım ve banyodan çıktım. Salonda beni bekleyen Alkan'ın yanına gittim. Üstünü değiştirmişti, yeni giydiği kot pantolon ve kırmızı ince sweat üstüne oturmuştu. Onu dikizlemeyi kısa kesip gidebileceğimizi söyledim ve birlikte evden çıktık, Alkan rotasını dar koridordaki demir kapıya çevirdi, onu yavaşça açıp içeri girdi. Onu takip ettim, yangın merdivenindeydik ve burası evim diğer cephesine bakıyordu. Evler çok fazla katlı olmasa da yangın merdiveni yapılmıştı, bazen bazı şeylerden ders alıyorduk ne de olsa.

YANILSAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin