48

360 28 295
                                    

Her şey bitti, gidiyorum
Bu diyardan göçüyorum
Elimde kırık geçmiş ve gelecek
Gözlerimde umut, bir gün gelecek.

****

Neredeydim? Ne yapıyordum? Geleceği nasıl şekillendiriyordum? Hırsıma yenik mi düşüyordum? Sarhoş muydum? Sabahın köründe belki hırs sarhoşuydum ama uyuyup tekrar uyandığımda konuşulanların ve planın üstünden bir kez daha geçmiştim. Evdekiler geç uyanmıştı, onlar uyanana kadar deli gibi ayrıntıları ve olasılıkları hesaplamıştım kafamda. Her biri için ayrı çıkış yolu bulmuştum, ayarlamalarım tamamdı.

Herkes geç kalktığından saat 2'de bir şeyler yedik ve kızların ayılmaya çalışmasını izledim. O sırada Alp'i Instagram'den aramaya çalıştım, başta açmasa da kısa bir süre sonra geri döndü. Ona planı anlattım ve en yakın davetin ne zaman olacağını sordum. Bana hemen o akşam bir davet olduğunu ama bu hafta zaten fazla davet olduğundan yarına da ayarlayabileceğini söylemişti. Ben de hiç bekleme yapmaya gerek yok, diye düşünerek bu akşamkine bizi konuk olarak yazdırmasını istedim. O da halledeceğini söyledi ve telefonu kapattı.

Babamı da sormuştum, daha bir bilgi alamadığını söylemişti. Alp'in de orada güvende olduğunu düşünmüyordum. Bu yüzden her şeyi hızlıca halledip yılanın başını ezmemiz gerekiyordu.

Herkese Alp'in söylediklerini birer birer anlattım ve hepimiz onayladığımızda Alkan'la birlikte davette giyecek bir şeyler almak için köyden ayrıldık. Aslında köyde kalacağımızı bilsem yanıma giysi de alırdım ama bütün eşyalarım Alkan'ın babasının evinde kalmıştı. Bir süreliğine kızlardan geçinebilirdim sanırsam...

Alışverişte hızlıydım, üstüme denediğim ikinci elbise olan saten kırmızı elbisede karar kılmıştım. Alkan ben denerken zaman kazanmak için kendine takım almaya gitmişti. Bu sebeple birbirimizin kıyafetlerini bilmiyorduk. Aynı mağazada olduğumuzdan kasada kısa bir tartışma yaşamıştık. Elbise deli gibi pahalıydı ama maaş kartımda kalan para ile ödeyebilirdim. Kimseye yük olmak istemiyordum. Ama Alkan kesin bir dille reddetmişti. Çabalasam da ikna edememiştim. Hediye aldım ben onu sana, diyerek son noktayı koymuştu. Ben de uzatmamıştım. Bu tartışma klişe geliyordu artık.

Gittiğimiz yerde makyaj malzemesi alabileceğim bir mağaza buldum ve Alkan'ı dışarıda bırakıp içeri girdim. Sağlam kapatıcı fondöten ve kapatıcı aldım. Kılık değiştirmede en çok işe yarayan kontür ürününü de sepete attığımda klasik makyaj malzemelerinden de birer tane alıp saç ürünlerinin olduğu kısma geçtim. Bir tane saç spreyi ve jöleyi de sepete attım. Alışverişimi tamamlamıştım. Alkan bu kez kabul etmeyeceğimi bildiğinden ödeme kısmını bana bırakmıştı. Ödeme kısmını da halledip elimdeki poşetle mağazadan ayrıldım. Alkan mağazanın camına yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu. Yanına gidince başka işimiz kalmadığından hızlıca köydeki eve döndük. Bunu yaptığımızda saat 5'e geliyordu. Davet 8'deydi, hazırlık ve yol aşaması için üç saatimiz vardı. İstanbul'a çok yakın değildik. Bu sebeple hızlıca hazırlanmamız gerekiyordu.

Kızlar davetin yapıldığı yere yakın bir kafede bizden haber bekleyeceklerdi. Eğer tehlikeye düşersek Alp'in caydırıcı olarak bize gönderdiği küçük bir suç kanıtını kullanacaklardı. Küçük bir belgeydi, Alp ona ulaşmak için kıçını yırttığını söylemişti. Dahasının gerektiğini o da biliyordu ama onun bile ulaşamadığı şeyler vardı.

Yatak odasına geçtiğimizde ben makyaj malzemelerini ayarlarken Alkan da takımını giymek için banyoya gitmişti. Hatta gitmeden "Yanında da giyinebilirim." deyip gevşek gevşek gülmüştü. Cevabımı fırçayı ona fırlatarak vermiştim. Anında topuklamıştı.

YANILSAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin