Mutluluğu arzuladı
İki taraflı oynadı
İçine kapandı
Yolunu şaşırdı***
"İşte böyle Zara, bilmen gereken buydu."
Damarlarımda dolaşan alkol şaşkınlığımın derecesini arttırırken donuk bir yüz ifadesiyle Alkan'a bakıyordum. Nasıl yani?
Nasıl? O gece beni eve bırakan Berk değil miydi? Nasıl? Nasıl? Nasıl tanımadığım bir adamla sarhoş kafasıyla yakınlaşmıştım.
"Beni gözetliyordun, kolluyordun. Neden?" Bu kısmını söylememişti. Alkan'ın gözleri yüzümdeydi. Hiç düşünmeden yanıtladı. "Başta babamın isteği üzerine yapıyordum ama sonra..."
"Sonra..." dedim ve derin bir nefes aldım. Elini saçlarından geçirip ensesini kaşıdığında çakırkeyifliğimin etkisinden olsa gerek fazla çekici gelmişti gözüme. Ama kendimdeydim, saçma sapan hareketlerde bulunmazdım. "Sonra işler değişti."
Yakınımda durmamalıydı, içimde işler hiç iyiye gitmiyordu. Ona hiç bu kadar alıcı gözle bakmamıştım. Ne oluyordu? Tokatla kendini Zara, ne oluyor Zara?!
Kesin alkol yüzündendi, kesin...
"O gece beni öptüğünde burnuma çok güzel bir koku gelmeye başladı, evden çıkmadan önce o kokunun mumlardan yayıldığını gördüm. Küçük bir hırsızlık yaptım."
Sahte bir utançla bana bakarken zihnimin anı kısmından bir kağıt parçası uçup kendini göstermişti. Teyzem...mumlar yok demişti! Öncesinde uzun süre mum kullanmamıştık. Alkan mı almıştı?
Sanırım istediğim kanıta sahiptim.
"Sonra bu işi kendi isteğimle yaptım. Babamla uzunca konuştuk ve sonunda artık dönenlerden haberdar olman gerektiğine karar verdik. Sonrasını da biliyorsun zaten."
"Kendi isteğinle mi?" dedim imayla. Gülüyordum çünkü hoşuma gitmişti. Bunu istediğim için yapıyordum, sarhoşlukla alakası yoktu.
Alkan biraz kayıp iyice dibime geldiğinde tepkisiz kalmaya çalışarak onu izledim. Az önce taradığım saçları geriye attı ve kafasını yavaşça aşağı yukarı salladı. Bakışları öyle garipti ki ben sadece nefret ettiğim insana böyle yoğun bakardım. Gergince kıkırdadım. "Aşık mısın bana?" Evet, alkol cesaretime cesaret katıyordu. Fakat yine de yüzüme çok yakın duran yüzü bana yardımcı olmuyordu. Yüz ifadesi hiç değişmedi.
"Belki..."
"Hayır." demedi!
Beynim nerede benim?
"Sarhoş musun?" diye sordu birden. "Neden soruyorsun?" demek istedim ama bunu yapmadım. "Hayır."
"Emin misin?" dedi gözlerimin içine bakarak. Derin bir nefes aldım, sanırım anlıyordum. "Evet, değilim." Kafasını yana yatırıp çarpık bir gülüş sergiledi. Gözlerimi kaçırmadan ona bakıyordum, elim kaşınıyordu. Yüzüne dokunma isteği geliyordu. Kalbim yine hızlı atıyordu. "Bir şey söyleyeceğim." dediğinde ona bağırmak istedim. "Ne söyleyeceksen az geride söyle, öleceğim." demek istedim ama ağzım kapalıydı.
"Gerçek olamayacak kadar güzelsin ve bu çok can sıkıcı."
Yutkundum, nefes almayı unutmuştum. Bir şey söylemem ya da bir şey yapmam gerekiyordu ama tutulmuştum. Geçici felç gibi bir şeydi ama üstesinden gelebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANILSAMA
Mystery / ThrillerYanıldım, kendi geçmişim hakkında fena yanıldım. Bildiklerimden çok bilmediklerim var büyük kapılar ardında. Anne özledim seni...Baba, o gün kestim sesimi. Dön geriye, yaşa tekrar. Hisset acıyı... Bir gün, gelecek doğuracak sancıyı. Kısa Hikaye (...