Uzakta, bazen yakındaydı
Aradığı şey yanı başındaydı
Zırhını kuşanmaya başladı
Ona göre bu savaşta yalnızdı****
Bazen suçlayacak kimseyi bulamazdık.
Biriyle aranda garip bir çekim hissettiğinde o hissi sorgularsan yanardın, o hisle yaşamayı bilirsen çekim sadece çekim olarak kalırdı. Aşkın sırrını çözemeyenlerden biriydim. Bazen seni okyanusun dibine batırıyor bazen de bulutların üstüne çıkarıyordu. Yani...en azından kitap ve filmlerde böyle oluyordu. Bu duygu dışarıdan bakınca bile böyle tehlikeliyken hissedince ne oluyordu?
Her şey basit bir çekim değildi.
Her şeyi en basite indirgemek huyum değildi ama şimdilik bu yolu seçecektim. Çünkü ne olursa olsun aynı yerde baş başa kalacağım bir adamı fazla çekmemeliydim. Nasıl tepkiler vereceğini bilmiyordum, onu henüz tanımıyordum. Oyunu bırakmalıydım, biliyordum. Sadece hoşuma gitmişti...
"Beklemediğim şeyler yaşamaya alışığım." dedim geri çekilirken. Gözleri hareketlerimi takip etti. Aradaki manyetik alanı birden kırdığımda içinde bulunduğumuz garip atmosferin farkına yeni varmış gibiydik. Hiçbir şey olmamış gibi arkasına yaslandığında umursamazca davranmaya çalışarak televizyonu izlemeye çalıştım. Ama kafam susmuyordu. Bütün nöronlarım hep bir ağızdan az önceki garip çekimin sebebini sorguluyordu. Sahiden, sadece oyun istediğimden mi girmiştim böyle bir riske?
Hisler hakkında hiçbir şey bildiğin yok Zara...Daha çok acemisin...
Evet, acemi olduğumu hareketlerimle kanıtlamıştım. Hisler hakkında en ufak bir tecrübem olsaydı ateşin ortasına yalın ayak atlamazdım.
Oyunu sürdüreceğimizi sandığım dakikalarda Alkan'dan hiçbir geri dönüt almadığım için boş vermişlik hissiyle mutfağa gidip bir şeyler atıştırdım. Minik dolap ağzına kadar doluydu, kenarda gördüğüm birkaç tane şarap ve viski şişesi gözümü ısırsa da bön bön bakıp dolabı kapamayı tercih etmiştim. Daha sonra aklıma parça parça gelen şarap anımla yüzümü buruşturdum. Şarap benim bir lanetimdi...
7 ay önce...
"Berk! N'apıyorsun ya?!" diye bağırıp kolumu Berk'in omzuna attım. Berk beni tedirgin bir şekilde izlerken yer sallanıyor gibi hissediyordum. İstemsizce deli gibi gülesim geliyordu. Birden hıçkırdığımda Berk omzuna attığım kolumu omzundan çekip beni omuzlarımdan tuttu ve sarstı. "Sana içme demiştim be kızım! Ne diye..." Sinirli haliyle Subway Surf'teki bekçiye benzetmiştim, bu sebeple ellerimle yanaklarını sıktım. "Lan, dur n'apıyorsun?! Gökçe! Kendine gel! Bu halini patron görürse ne bok yeriz?!"
Berk'in görüntüsü dörde bölündüğünde söylediklerine kahkaha attım ve ödeme noktasındaki masaya koyduğum şarap bardağından bir yudum daha aldım. Kaçıncı bardaktı ki..? Hıçkırık.
"Patron bizi mekan bar olana kadar mesaiye bırakmasaydı o zaman! Peh! Pabucumun patronu!" Gözlerini belertip eliyle ağzımı kapattı ve etrafa bakındı. Mekan karanlıktı, her zaman yanmayan disko ışıkları gözümü alıyordu. Kalabalık değildi fakat bar bölümünde oturup içkisini yudumlayanlar dışında kendini müziğe kaptırıp deli gibi dans edenler de vardı.
Sadece parası ödenilmesine rağmen hiç dokunulmadan bırakılan birkaç şarap bardağını dikleyesim gelmişti, ne vardı ki bunda? Sarhoşluk çok abartılıyordu. Elimde 20 tane parmağımın olduğunu fark etmiştim! Bu çok iyiydi!
"Sus Gökçe! Sus! Bırak şu bardağı da gece gece başına bela alacaksın!"
Bardağı elimden alıp masaya geri koydu. Kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Çırpındım, kolumu ondan kurtarmaya çalıştığımda bana dönüp alev saçan gözleriyle baktı. "Ama Berk!" Sonunu uzatarak ona masum köpek bakışlarımı atmıştım. Ama yememişti. Beni hala sürüklerken ne tarafa gittiğimizi anlayamıyordum. Renkli ışıklar gözümü alıyor zihnimin içinde parlayıp duruyorlardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANILSAMA
Mystery / ThrillerYanıldım, kendi geçmişim hakkında fena yanıldım. Bildiklerimden çok bilmediklerim var büyük kapılar ardında. Anne özledim seni...Baba, o gün kestim sesimi. Dön geriye, yaşa tekrar. Hisset acıyı... Bir gün, gelecek doğuracak sancıyı. Kısa Hikaye (...