37

452 34 57
                                    

Genç adam birinin kucağındaki bedenle zorlukla hareket ettiğini görünce gözleri kısıldı, kaşlarını çatıp gecenin karanlığında onlara doğru ilerledi. Nadiren içtiği sigarayı çöp kutusunun demir kısmına bastırıp söndürdükten sonra çöpe attı. Kızın yanında sürekli gördüğü geveze iş arkadaşını yaklaştıkça tanımıştı, adımları sertti. Gevezenin yanına ulaştığında dikkatini nihayet çekmişti, taksi aramaya çalışıyordu. Kucağında öylece gözleri kapalı bir şekilde duran Zara'ya baktı, gözleri tekrar Berk'e tırmandı. Elindeki telefonu kendisine bakarak kulağına götürdüğünü görünce "Dur." dedi tok bir sesle. Berk ikilemde kalarak bir telefona bir de ona bakıyordu. "Zara'yı ben götürürüm."

"Sen kimsin?" dedi Berk hayretler içerisinde. Bu adamı daha önce görmemişti, gecenin bir yarısı karşısına çıkması da onda muhteşem hisler uyandırmamıştı. Adam bir adım daha atıp Berk'e yaklaştı ve sertçe bakmaya başladı. "Zara ile ilgisi olan biriyim, şimdi bırak kızı." Berk adamın sözünden sonra düşünme ihtiyacı hissetmişti. Bu adam mafya olabilirdi, Zara'yı tanıyorum ayağına kaçırıp korkunç şeyler yapabilirdi. Buna izin veremezdi.

"Mafya değilim, Zara ile ilgilenmek benim görevim. Şimdi beni daha fazla sinirlendirmeden Zara'yı bırak."

Berk öleceğini düşündü, adam öyle korkutucu bakıyordu ki orada ikisini de öldüreceğini sanıyordu. Muhtemelen Zara'yı vermezse zorla alacaktı. Başlarına daha kötü şeyler gelebilirdi, bunu riske atamazdı.

İsteksizce kucağındaki Zara'yı karşısındaki şeytanın kollarına bıraktı. Zara hareketin etkisiyle hafifçe kıpırdayıp mırıldanmıştı. Adam kucağındaki kıza kısa bir süre bakıp gergince ona bakan Berk'e döndü: "Zara'ya zarar gelmeyecek, evine götürüyorum. Ama eğer sen Zara'ya bu gece hakkında bir şeyler söylersen sana zarar gelmeyeceğinin garantisini veremem." Berk bir adım geriledi, kaşları çatılmıştı. "Sen beni tehdit ediyorsun."

Adam alayla güldü. "Aynen öyle yapıyorum." Sonra arkasına bile bakmadan sokağın biraz gerisine park ettiği araca doğru yürümeye başladı. "Aptal çocuk." diye düşündü. Arkadaşını gecenin bir yarısı başka bir adama teslim etmişti, belki de o da hafif sarhoştu. Normal bir kafayla bunu yapabileceğini sanmıyordu.

Arabaya varıp Zara'yı arka koltuğa yatırınca kızın güzel kokulu parfümü burnuna dolmuştu. Afallayıp yavaşça geri çekilmeye çalıştı. Geri çekilirken tuhaf hissetmişti. Fazla üstünde durmadan sürücü koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırıp bildiği yolları geçmeye başladı. Saat 12'yi geçiyor olmalıydı, Zara'nın teyzesinin onu merak etmemesinin bir sebebi vardı. Adam teyzesini durumdan haberdar etmişti. Zara o içkileri içerken onu engellemek istememişti çünkü her şeyi unutmak istediğinin farkındaydı. Ama pişman olmuştu çünkü geveze arkadaşına resmen yapıştığını görmüştü. Sinirle derin bir nefes aldı. Kız onun göreviydi, babasına söz vermişti. Onu koruyacaktı, işler farklı tarafa evrilmemeliydi.

Kısa süren bir yolculuğun ardından nihayet eve ulaştığında arabadan inip arka koltuğun kapısını açtı. Kızı sırtından destek vererek kaldırmak için hamle yaptığı sırada Zara gözlerini açtı. Gözleri birbirine değdiğinde Zara şaşkın bir şekilde doğruldu. "Sen kimsin be?"

Adam güldü, "Önemi yok, seni evine getirdim."

Zara bilinmezlikle saçlarını kaşıdı. Hala oldukça sarhoştu, bu yüzden mantıklı düşünemiyordu. Adam kolundan tutup onu kaldırdığında ayakları üzerinde durduğu ilk an yalpaladı. Düşecekken beline sarılan kollar onu sıkı sıkı tutmuştu. "Dikkat et." dedi oldukça yakınından gelen kısık ses. Kız kafasını tam olarak adama çevirdiğinde burunlarının birbirine değmesine santimler kalmıştı. Zorlukla nefes aldı. "Kimsin sen?"

Adam geri çekildi, kızın sarhoşluğunun etkisiyle yanlış şeylere yeltenmesinden korkmuştu. Sorusunu umursamadan kıza koluyla destek vererek eve doğru yürüdü. Evde hiç ışık yoktu, Zara anlamaz bakışlarla etrafı izlerken Zara'nın sırtındaki minik çantası adamın gözüne çarptı. Hemen arkasına geçip çantaya elini attığında eşyaların arasında anahtarların olmasını ummuştu. Zara "Ne yapıyorsun?" diye kısık sesle sorduğunda anahtarlar adamın eline değişmişti. Anahtarları aldığı gibi çantayı kapatıp evin kapısını açtı.

Zara adamı izliyordu, damarlarında dolaşan alkol onda farklı etki yaratıyordu. Evin içine girdiklerinde adam kapıyı yavaşça kapattı. Ev sessizdi, ayrıca karanlıktı. Zara'yı tekrar tutup odası olduğunu düşündüğü yere doğru ilerlemeye başladı. Zara ayakta uyuyor gibiydi. Onunla yan yana yürürken kafası omzuna düştü. Adamın bedenine garip bir his yayılsa da odanın kapısını açtı. Sokak lambasının ışığıyla hafif aydınlık olan odayı incelediğinde buranın kızın odası olduğunu anlamıştı. Kızı yatağına götürüp sırtındaki çantayı çıkarmasına yardım etti. Zara hala adamı izliyordu. Fakat hiçbir şeyi algılayabildiği yoktu. Tek düşündüğü adamın bir zamanlar izlediği dizinin ana karakterine çok benzemesiydi. Gözlerini kıstığında adam yatağının yorganını açtıktan sonra kızın bedenini tuttu ve yavaşça yatağa uzanmasını sağladı. Adam kızın üzerine eğilmek zorunda kalmıştı, geri çekilecekken bu sefer onu afallatan Zara'nın konuşması olmuştu. "Kimsin sen?" Bunu farklı şekilde sormuştu, gözleri de farklı bakıyordu. Ondan etkilenmiş miydi? Adam ikilemde kaldığında Zara'nın alkolle karışık parfüm kokan bedeninin kokusu tekrar burnuna hücum etti.

"Dizi sahnesi gibi..." dedi Zara iç çekerek. Böyle bir sahneyi o dizide izlemişti. Sonrası tabii pek masum bitmemişti.

"Gitmeliyim." dedi adam kısık sesle. Ama Zara'nın elleri adamın göğsüne dokunduğunda ikisi de duraksadı. Adam göğsündeki küçük elleri hissettiğinde gerilmişti. Bu işin sonunu düzgün görmüyordu.

"Sahneyi...tamamlamamız..." Zara derin nefesler alıyordu. Konuşmaya hali kalmamıştı. Sarhoş cesaretiyle hiç tanımadığı adamı ceketinden tutup kendine çekti ve dudaklarını birleştirdi.

Kız birden kendisine yapıştığında adam şaşkınlık ve başka hislerin etkisiyle duraksadı, kısa bir süre sonra kontrolü kaybedip yatağa çıktı. Tam olarak kızın üstündeydi. Kız dudaklarını hareket ettiriyordu. Adam kontrolü kaybetmişti, karşılık vermeye başladığı sırada aralarında oluşan kıvılcımlar artmıştı. Zara aynı dizideki gibi adamın göğsünde elini gezdirmeye başladı. Aralarındaki yabancılık alev almıştı. Bilinmezlik onları beraberinde sürüklemeye başlamaya başladığında Zara adamın boynuna dokundu, adamın dudakları onun boynuna kaydı. Bedeni zangır zangır titrerken kendini o sahnenin içinde hissediyordu. Fakat dahasına sarhoş olsa bile dayanamayabilirdi.

Adam kafası yerine geldiğinde hızla kızdan ayrıldı. Bir koku...her yerdeydi. Ve ona hiç iyi gelmemişti. Zara ona öylece bakarken yataktan kalktı ve her şeyin farkına yeni varmış gibi iki adım geriledi. Göğsünde rahatsız edici bir ağırlık oluşmuştu. Kız nefesleri arasından yavaşça doğruldu. Doğruca adama bakıyordu. "Kimsin sen?"

Bir kez daha sormuştu. Adam hiçbir şey söylemeden odadan çıktı. Evden ayrılmadan önce burnuna dolup duran kokunun kaynağının televizyon ünitesinde yanan mumlar olduğunu fark etti ve kimseye görünmeden mumlardan iki tanesini aldı. Gecenin karanlığına karıştığında aklı hala karışıktı, zihni zelzelelere ev sahipliği yapıyordu ve kalbinin üzerindeki huysuz kedi tırnaklarını kalbine geçiriyordu.

O gece adam oradan ayrıldı ama olanları asla unutmadı, kız ise asla hatırlayamadı.

YANILSAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin